Şevval Elif KIRAN'ın 27 Nisan 2023 tarihli yazısı: Bencil mi? Benci mi?
Herkese merhaba, bugün yazımda “bencillik” ve “bencilik” kavramlarının hayatımıza etkisinden bahsedeceğim. Hayatta ne kadar benciliz?
Bencil, kavram itibarıyla kişinin çıkarları ve beklentileri doğrultusunda harekete geçmesinden kaynaklı ortaya çıkan bir duygudur. Bencil insan, çıkarları doğrultusunda kendine faydasını görmediği hiçbir bulguyu hayatında barındırmaz. Hayatımıza bakacak olursak kimi yerlerde istemeden de olsa bencilce davranışlar sergileyebiliyoruz. Sergilediğimiz bu davranış, incinmekten korktuğumuz için mi? Beklentimiz dışında gerçekleşecek olumsuz olaylardan endişelendiğimiz için mi? Bunun cevabı her insanda farklı olacaktır.
Bu yazıda bencillik ve bencil insanlardan çok, bencilik, yaşantımızda ne kadar benciyiz, bunu genel yaşantımıza entegre edebiliyor muyuz bundan bahsedeceğiz. Bencilik aslında başkalarının hayatlarını gasp etmeden ilerlemek, başkalarının çukurunu kazmamak, kendi hariç diğerlerini yok saymamakla tanımlanabilir. Benci olmak değildir ki başkalarından daha üstün olalım, bu fırsat sadece bize verilmiş gibi davranalım. Tam aksine; insanların da var olduğu, farklı kişilerinde bu yarışta olduğu, kişinin aslında kendinden sorumlu olduğu alandır bu alan..
“Hep ben haklıyım. / Benim dediğim olmalı. / O çok bilmiyor ki neden orada? / Orası benim hakkımdı. / Ben daha donanımlıyım.” Günlük hayatımızda bu cümlelerle sıklıkla karşılaşabiliriz. Kendimiz olmasa da çevremizde mutlaka karşılaştığımız bencil insanlar vardır. Hep mükemmel olmak zorunda hisseden, narsisizm ile benzer kişilik özellikleri sergileyen kişilerdir. Ancak narsistik kişilik bozukluğu kadar ağır olmayıp, farklılaşan yönleri de vardır.
Öz farkındalık bu işin neresinde? Öz farkındalığı olan bir kişi, ruhsal açıdan da kendini bir adım ötede hisseder. Öz farkındalığınız geliştiyse eğer ya da bunu fark edip üzerine gittiyseniz bu konuda gelişme göstereceksiniz demektir. İnsanın, kendinin farkında olması, kapasitesinden, yapabileceklerine hatta hissedeceği duygulara dahi yön verir. Bu farkındalığa erişmiş bir bireyde kaygı en aza iner. Şöyle bir sosyal çevremize, iş hayatımıza baktığımız zaman bencillikten çok öz farkındalığın bizi bir adım öne attığını fark edebiliriz.
Hayatta tek başımıza olmadığımızı, çevremizdeki insanların da başarılı olabileceğini, yapamadığımız şeyleri belki başkaları yapacak bundan gocunmamayı, üzülmemeyi, içerlememeyi öğrenmemiz gerekiyor. Hayatta sadece biz yokuz. Hep mükemmel olamayız. Tabii ki başarılı da.
Öz farkındalık evresine uluşabilmek için kendimizi tanımalı, bir alanda başarısız olduysak bunu tüm girişimlerimize mâl etmemeli, başkalarının başarılarına taş koymak yerine onları takdir edip daha farklı alanlarda en iyisi olmak için uğraşmalı, en çok da kendimizi sevmeliyiz. Yaptığımız işi, gittiğimiz evi, içtiğimiz kahveyi… İnsan önce kendinin farkına varmalı ki çevreye fayda sağlayabilsin.
Var olan yaşantımızda da karşılaştığımız bu iki duygudan bahsettim. Gelecek yazımda görüşmek üzere.