Ersan AKBAŞ'ın 15 Haziran 2024 tarihli yazısı: Dublörlere Saygı Duruşu!

Ne zor bir meslek dublörlük.

Başrol oyuncusunun en zor ve tehlikeli sahnelerini onun yerine oynar.

Onun adına atlar, zıplar, düşer, uçar, yanar, patlar, vurulur.

Sonrasında alkışı ve ödülü başrol oyuncusu alır.

Dublörün adı, ödül törenlerinde bile geçmez.

Ölümlerden döner, hastanelik olur yine de küsmez, hepsini sinema için yapar.

Tüm amacı sinema seyircisini heyecanlandırmak ve eğlendirmektir.

Tüm bu girişi, The Fall Guy (Düşen Adam) / Dublör filmi için yazdım.

2024 yılında Nisan ayının son günlerinde, sinemalarda gösterime girdi.

Tüm dublörlere bir saygı duruşu niteliğinde, sinema tarihindeki yerini de aldı.

Film, sektörün sertliğini ve zorluğunu, eğlenceli dozda anlatıyor.

Ama dublörlerin sinema endüstrisindeki yerinin ne kadar önemli olduğunu da gözümüze sokuyor.

Aksiyon komedi filminin başrollerinde, Ryan Gosling ve Emily Blunt yer alıyor.

Filde Ryan Gosling, bir dublör. Hem de çok başarılı bir dublör.

Talihsiz bir kaza geçiriyor. Buna rağmen veda ettiği kariyerine bazı nedenlerden dolayı geri dönüyor.

Dönüyor ama bu kez kayıp bir film yıldızının izini sürmek zorunda kalıyor.

Filmin ilk bir saati gerçekten çok iyi. Ryan Gosling, bir yıldız gibi bu anlarda parlıyor.

Çünkü ilk bir saatte filmin odak noktası, dublör camiası ve film yapımı…

Sinemanın bu isimsiz kahramanlarının aksiyon dozu yüksek sahneleri, nasıl bir özveri ile çektikleri eğlenceli ve aynı zamanda dehşet verici bir şekilde anlatılıyor.

Bir filmin kamera arkasındaki ekibin, nasıl bir ordudan oluştuğu, net bir şekilde gösteriliyor.

Ancak filmin ikinci saati için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.

Burada doğal olarak film, odak noktasını senaryonun konusuna çeviriyor ve dublör camiasından uzaklaşarak senaryonun finaline yöneliyor.

Tüm bunlara rağmen karşınızda, keyifli ve akıcı bir film var.

Nisan ayının son günlerinde gösterime girmesine rağmen, birçok yaz filmini cebinden çıkarır.

Ryan Gosling, rolünde çok başarılı… En sıradan sahnelerde bile öne çıkıyor.

İkincil rolde kalan Emily Blunt ise Gosling ile paylaştığı sahnelerde ışıldıyor.

Filmin bitmesiyle birlikte akışta, gerçek dublör sahnelerinin yer alması, filme ayrı bir güzellik katmış.

Mesleğin bir kutsaması olmuş, o sahneler.

Dublör filmini izlerseniz, keyif alacaksınız.  Ancak en çok keyif alacak olanlar, bir filmin kamera arkasını merak edenler olacak.

Sinemanın emekçi kahramanlarına saygı duruşunda bulunan film, dublör camiasının sahne arkasında yaşadığı zorlukları, hem yönetmenin hem de dublörün gözünden size anlatacak.

Filmi izledikten sonra, Oscar’da neden dublörler için bir kategori olmadığını da sorgulayacaksınız.