Betül Gökçe AKGÖL'ün 30 Temmuz 2024 tarihli yazısı: Halide Edib Adıvar: Cumhuriyet Dönemi'nin Güçlü Kalemi
Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının en önemli yazarlarından biri olarak tanınan Halide Edib Adıvar, Türk edebiyatına olan katkılarıyla kalplere dokunan bir isimdir. Bu yazımızda, Halide Edib Adıvar’ın hayatına ve eserlerine yakından bakarak, onun edebi mirasını ve etkisini keşfedeceğiz.
1884 yılında İstanbul’da doğan Halide Edib Adıvar, çocukluğunu mor salkımlarla bezeli bir evde geçirmiştir. Annesinin ölümünden sonra, eğitim hayatına yön veren anneannesiyle yaşamış ve bu dönem, onun edebi yeteneğinin şekillenmesinde büyük rol oynamıştır. Üsküdar Amerikan Kız Koleji’nde edebiyat, felsefe, matematik, Fransızca ve müzik gibi birçok alanda eğitim alan Adıvar, bu dönemde edebi zevklerini ve bilgi birikimini geliştirmiştir.
1901 yılında ilk eşi Salih Zeki ile evlenen Halide Edib, onunla birlikte birçok çeviri ve edebi çalışma gerçekleştirmiştir. Ancak, 31 Mart Vakası sonrası “kara listeye” alındığını öğrenince eşi ve çocuklarıyla birlikte Mısır’a gitmek zorunda kalmıştır. 1909 yılında İstanbul’a dönerek edebi kariyerine hız vermiş, ilk romanı Seviye Talib’i bu dönemde kaleme almıştır.
Eğitim alanında önemli görevlerde bulunmuş, Darülmuallimat ve İdadi’de öğretmenlik yapmıştır. Eşi Salih Bey’in ikinci bir evlilik yapma isteği üzerine boşanan Adıvar, hayatına yeni bir yön vermiştir. Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında yaşadığı deneyimler, onun edebi üretkenliğine büyük katkıda bulunmuştur.
Halide Edib Adıvar, kadın hakları konusunda da aktif bir rol oynamış, Teali-i Nisvan Cemiyeti’ni kurmuş ve kadınların sosyal ve eğitim hakları için mücadele etmiştir. Bu dönemdeki etkinlikleri, onun edebi kariyerini ve toplumsal duruşunu etkilemiştir.
1964 yılında, 80 yaşında hayatını kaybeden Halide Edib Adıvar, geride güçlü ve etkileyici bir edebi miras bırakmıştır.
Halide Edib Adıvar’ın Eserleri
Sinekli Bakkal
Halide Edib’in 1936 yılında yayımlanan Sinekli Bakkalı, İstanbul’un çeşitli mahallelerinde yaptığı gözlemlerden yola çıkarak kaleme aldığı bir toplumsal romandır. II. Abdülhamit döneminde geçen bu roman, doğu-batı sentezini mistik bir dille işler. Romanın merkezinde, bir imamın kızı olan Emine ve Kız Tevfik adlı bir karakter bulunur. Musiki eğitimi gören Rabia’nın, zengin bir ailenin konağında müzik dinletileri yapmasıyla başlayan hikaye, dönemin sosyal ve kültürel yapısını derinlemesine ele alır.
Ateşten Gömlek
Halide Edib’in 1923 yılında yazdığı Ateşten Gömlek, Kurtuluş Savaşı yıllarını ve savaşın bireyler üzerindeki etkilerini anlatır. Roman, Peyami adlı bir gencin gözünden savaş yıllarını, aşkları ve acıları aktarır. Kitap, savaşın izlerini ve bu dönemdeki aşk ilişkilerini derinlemesine işler. Halide Edib’in, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile olan sohbetlerinde ilham aldığı bu eserin ismi, onun edebi dünyasında önemli bir yere sahiptir.
Handan
1912 yılında yayımlanan Handan, Türk edebiyatında kadın psikolojisini anlatan ilk romanlardan biridir. Kitap, Handan adlı bir kadının yaşamını, aşklarını ve zorluklarını konu alır. Refik Cemal ve Neriman arasındaki ilişki üzerinden şekillenen hikaye, Handan’ın yaşadığı duygusal ve sosyal çalkantıları gözler önüne serer. Eser, Halide Edib’in kişisel hayatından izler taşıdığı için oldukça dikkat çekicidir.
Vurun Kahpeye
Vurun Kahpeye (1923), Sakarya Savaşı sırasında bir Anadolu kasabasında yaşanan olayları anlatır. Anne ve babasını kaybeden Aliye’nin öyküsü, cehalet ve bağnazlıkla mücadele eden bir öğretmen ile cephede savaşan bir asker arasındaki çatışmaları irdeler. Modern eğitimin önemini ve bağnazlığa karşı duruşu vurgulayan bu roman, ironik bir sonla noktalanır ve Halide Edib’in toplumsal eleştirilerini yansıtır.
Mor Salkımlı Ev
Son olarak, Mor Salkımlı Ev (1963), Halide Edib’in hayatına dair anılarını ve hatıralarını içerir. Bu anı kitabı, Adıvar’ın çocukluk yıllarından 1918’e kadar olan döneme dair derinlemesine bir bakış sunar. Eser, Halide Edib’in yaşamı ve edebi kariyeri hakkında bilgi edinmek isteyenler için ideal bir kaynaktır.
Halide Edib Adıvar, edebiyat dünyasında bıraktığı kalıcı izlerle ve eserleriyle her zaman hafızalarda yer alacak bir yazar olarak anılacaktır. Onun güçlü kalemi, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.