Ersan AKBAŞ'ın 29 Haziran 2024 tarihli yazsı: Tayland’daki Mucizeyi Anlatan Film

2018 Haziranı…

Dünya genelinde rutin bir yaşam hakim.

Belki de tek aksiyon, Rusya’daki turnuva…

Rusya’da, Dünya Kupası maçları oynanıyor.

Böylesi bir dönemde, Dünya bir anda gözünü, Güneydoğu Asya ülkesi Tayland’a çevirdi.

Gelen haberlere göre 12 çocuk ile genç antrenörleri, bir mağarada mahsur kalmıştı.

Mağarada mahsur kalanlar, yerel futbol takımının sporcularıydı.

13 kişi, bir mağarada nasıl mahsur kalabilirdi ki?

Günler geçtikçe ayrıntılar netleşmeye başladı.

Olay o güne kadar meraklısı dışında kimsenin pek duymadığı Tham Luang mağarasında yaşanıyordu.

13 kişilik ekip, bir antrenman sonrası mağarada gezintiye çıkmıştı.

Aniden bastıran şiddetli muson yağmuruyla birlikte mağarayı su basınca mağarada mahsur kalmışlardı. 

Günler sonra, 13 kişinin, mağaranın 4 kilometre içerisinde yaşadıkları, İngiliz dalgıçlarca tespit edildi.

Tham Luang mağarası, işte o anda dünyanın bir numaralı gündemi oldu.

Çocuklar ile genç antrenör, su altındaki mağaranın derinliklerinden kurtarılabilecek miydi?

İmkansız denilen kurtarma görevi nasıl yapılacaktı?

Çocukların bulunduğu yere gidip gelmek bile uzman dalgıçlar için ölüme davetiye çıkarmak demekti.

13 Hayat/ Thirteen Lives filmi, işte 2018 yılındaki 13 canı kurtarmak için gerçekleştirilen tarihi operasyonu anlatıyor.

Apollo 13 ve Akıl Oyunları filmlerinden tanıdığımız yönetmen Ron Howard tarafından 2022 yılında çekildi.

Gerçek bir kurtarma operasyonunu abartıya kaçmadan anlatan film, daha başlar başlamaz kurtarma görevinin özüne inmekte hiç vakit kaybetmiyor.

2 saat 27 dakika boyunca ayakları yere basarak, hikayeyi sağlam bir şekilde izleyicisine aktarıyor.

Bu arada 2022’deki filmin hemen bir yıl öncesinde, kurtarma operasyonunun belgeseli de çekildi.

Asıl kahramanlar, The Rescue/Kurtarma adlı belgeseldeydi.

Belgeselde ne varsa, 13 Hayat filminde de aynısını buluyorsunuz.

Çünkü senaryo kronolojik olarak ilerliyor, ilerlerken de anlatımını gerçekçi bir şekilde yapıyor.

Filmin en önemli özelliği ise mağara ve sualtı çekimlerinin çok iyi olması.

İzleyende, klostrofobik (kapalı alanda kalma korkusu) hisler uyandırıyor.

Hatta yer yer klostrofobi duygusu ezici boyutlara ulaşıyor.

Kilometrelerce uzaklıktaki bir ülkede gerçekleştirilen kurtarma operasyonunu duygusallığa dönüştürmeden anlatan film, aksiyon kalıplarına girmeyi de reddediyor.

Üstelik olayın nasıl sonuçlandığını bilseniz de film, sizi diken üstünde tutmayı başarabiliyor.

Bu da yönetmene yazar.

Yönetmen ise hikayeyi anlatmak için Colin Farrel, Viggo Mortensen ve Joel Edgerton gibi yıldızları bu filmde bir araya getirmiş.

Oyuncuların performansları da baştan sona mükemmel...

Dalgıçların kurtarma operasyonunda başardıkları mucizeyi, saygılı bir şekilde anlattığı için bu filmi izlemelisiniz.

Eğer olayı hatırlıyorsanız, o günlerdeki heyecanı tekrar yaşarsınız ve yaşanılanların haberlerde anlatılanlardan ne kadar daha büyük olduğuna tanıklık ederseniz.

Bilmiyorsanız da imkansız denilen bir kurtarma operasyonuna tanıklık ederseniz.

Ölüm karşısında büyük bir hayatta kalma hikayesi olan bu filmi, kaçırmamalısınız.