Ersan AKBAŞ'ın 6 Temmuz 2024 tarihli yazısı: ABD Tarihindeki Gizli Siyahiler

Bazı filmler vardır, daha başlar başlamaz kendisini büyük hissettirir.

Film ilerledikçe de büyüklüğünü size kabul ettirir.

İstediğiniz kadar ön yargılı olun.

Ayrıca bu filmler, sessiz sedasız gösterime girerler ve büyüklüğünden aldığı güçle kendi reklamını yaparlar.

Yıllar geçtikçe de klasikleşirler.

2016 yapımlı Gizli Sayılar/Hidden Figures, tam da yukarıda anlatılanların karşılığıdır.

1960’lı yılların başında NASA için çalışan üç Afro-Amerikan kadının hikâyesini anlatır.

Uzay yarışının ilk yıllarında Sovyetler Birliği ile girilen büyük rekabette, NASA’daki ırk ve cinsiyet ayrımcılığına odaklanır.

Onlar muhteşem ve yetenekli olmalarına rağmen, sadece siyah oldukları için değil kadın oldukları için de ayrımcılık görmüşlerdir.

Zeki siyahi 3 kadının itibar görmedikleri bir dönemde, gösterdikleri azim ve yetenek ise filmin can alıcı kısmını oluşturur.

Kadınların yüzleşmek zorunda kaldığı ırkçılığa ve aşağılık tutumlara rağmen filmin konusu sizi hiç de sıkmaz.

Aksine harika senaryosu ve hareketli temposu ile film sizi avucunun içine alır.

Gizli Sayılar filminin büyüklüğü de buradan geliyor.

İnsanlığın ilerici fikirlerle uzayı keşfederken bile yeryüzündeki tiksindirici tutuculuğunu çok güzel irdeliyor.

Bir o kadar da cesaret verici yanıyla izleyene ilham veriyor.

Tabi senaryo, gerçeği ne kadar doğru ve tarafsız anlatıyor, orasını bilemiyoruz.

Sonuçta bu ABD’nin kendi tarihi… Yüzleşmek zorunda kaldığı acı bir gerçeği…

Ülkenin 1960’lı yıllara geldiğinde bile yaşadığı ayrımcılık dehşet verici...

Siyah/beyazların ayrı tuvaletleri kullanması, ayrı yemekhanelerde yemek yemesi, ayrı çay-kahve-su tüketmeleri, cafe-lokanta giriş çıkışlarının ayrı olması…

Veya ayrı kütüphanelerden yararlanmaları, ayrı okullarda okumaları…

Ya da toplu taşımada beyazların önde, siyahların arkada oturmaları gibi daha neler, neler…

Böyle bir eşitsizlik ortamında ne kadar zeki ve dahi olursan ol, sana itibar gösterirler mi?

Uzaya çıkacak adamın dünyaya dönüş verilerini, siyahi bir kadın hesaplasa bile...

Çünkü dönemin bilgisayarları, o dahi insanlar…

Ama yiğidin hakkı yiğide verilmiyor.

Filmde işte tüm bunlar, bütün çıplaklığı ile anlatılıyor.

Bütün bu birbirine girmiş dağınık konular, kafanızı karıştırmadan çok zeki bir senaryo ve muhteşem oyunculukla size aktarılıyor.

Filmin gerçekliği konusunda, “Bunların ne kadarı NASA’da yaşanmış ya da NASA’da bile bunlar yaşanmış mı?” sorularını yöneltebilirsiniz?

Benim burada size tek diyebileceğim şey şu:

Karşınızda adı gibi gizli kalmış, hazine bir film var.

Octavia Spencer, Taraji Henson, Janelle Monae ve Kevin Costner filmde muhteşemler.

Kısacık rollerinde Kirsten Dunst ve Jim Parsons harika karşıt karakterleri canlandırıyorlar.

İyi yazılmış, oynanmış ve yönetilmiş bu filmle, kendinizi çok iyi hissedeceğinize garanti verebilirim.

Çünkü bazı filmler vardır, büyüklüğünü size kabul ettirir.

Hayal kırıklığına uğramayacaksınız.