R. Bülend KIRMACI'nın 5 Temmuz 2024 tarihli yazısı: Gelir Dağılımı Meselesi!

Bir ülke yurttaşları arasında gelir dağılımında hakkaniyeti sağladığı ölçüde çağdaştır.

Ne ki, tıpkı Dünya'nın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’mizde gelir uçurumları vardır.

Nüfusun ilk yüzde yirmisi ile son yüzde yirmisi arasında dokuz kat fark vardır.

Dahası bu makas giderek açılmaktadır.

Bunca eşitsizliğin üstüne artacak geliri dağıtmak yoksulu aynı yoksul olarak bırakmak ile zengini daha zengin yapmakla sonuçlanır.

Tıpkı büyüme oranının nihai hasılada "yoksullaştıran büyüme" olması gibi;

Servetten vergi alınmazsa, vergide adalet sağlanamazsa, ekonomi hamiline yazılı halde olmaktan kurtarılıp kayıtlı kurallı hale getirilmezse, eşit işe eşit ücret ve emeklilik de standart sağlanamazsa;

Ne gelir dağılımı düzelir ne de büyümeden fayda görülür...

Gelir dağılımı düzeltecek ve büyümeyi verimli hale getirecek hususların başında; üretim ekonomisine geçmek gelmektedir.

Eğer üretime dayalı, gerçekçi aktif tasarrufa dayalı bir düzen oluşturulursa, piyasa canlanır, ithalat baskısı azalır, istihdam artar;

Nihayet artan gelirken ve üretime dayalı büyüme yeni yatırımlar için en etkili kaynakları oluşturur.

Bunun bir güzel neticesi olarak Türkiye’nin dışa bağımlılığı da azalır.

Ben, iktisadi açıdan gelişen bir devlet ile halkı güçlenen bir ülke olmamızı çok arzu ediyorum.

Türkiye bu erekle ve hedeflerle, Organize Sanayi Bölgelerine, Teknoparklara, Atölye tipi üretime ve tarımda endüstrileşmeye büyük önem vermek de durumundadır.

Gelir dağılımında hakkaniyet, büyümede istikrar, katma değerli üretim ekseninde ihracat bizi;

Ekonomik açıdan mutsuz ve umutsuz insanların ülkesi olmaktan kurtaracaktır.

Türkiye'de halk ne kadar mutlu olursa, Dünyada da Türkiye o kadar güvende ve saygın olacaktır.