Dr. R. Bülend KIRMACI'nın 25 Mart 2025 tarihli yazısı: Benim Anladığım Kalkınma

Kalkınma, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi yönüyle bütünsel olmalıdır.

Toplumun tüm kesimlerine refah ve yaşam kalitesini bir çağdaş vasatta sunmalı; kapsayıcı olmalıdır.

Gelir dağılımı eşitsizliklerini, vergi adaletsizliğini en aza indirgemeli; adil bir kalkınma olmalıdır.

Evet, kalkınma yalnızca ekonomik bir hedef değil; toplumsal adaletin, çevresel sorumluluğun ve insan onuruna yaraşır bir yaşamın yapılanmasıdır.

Ulusal ve evrensel içerikte seyretmelidir; insanca bir değerler setine karşılık gelen kalkınma!

Bu yüzden kalkınma politikaları, hem ekonomik kalkınmayı hem de sosyal ilerlemeyi birlikte ele almalıdır.

Kalkınma: Sürdürülebilir Bir Gelecek İnşasıdır da...

Doğaya saygıyı gerektirir tüm uygulamaları ve pratiğiyle...

Kalkınma, yalnızca ekonomik büyüme rakamlarıyla ölçülen bir süreç değildir elbette...

Gerçek kalkınma; toplumun tüm kesimlerinin refah içinde yaşadığı, adil gelir dağılımının sağlandığı, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlere erişimin yaygınlaştığı bir dönüşüm sürecidir.

Kalkınma eşitsizlikleri, işsizliği, yoksulluğu ve dışlamayı yenmelidir...

Kalkınma sosyal bir içerikte olmalıdır: Kalkınma politikalarının odağında sadece sermaye değil, insanın özgürce gelişimi de yer almalıdır.

Kalkınma süreci demokratik planlamaya dayalı, katılımcı, saydam, iş birliğine önem veren ve toplumun tüm kesimlerini harekete geçiren bir süreç olmalıdır.

Elbette bu bir süreç ise, yapısallığı da onun amaç ve hedeflerine uygun şekilde belirlenmelidir.

İşte benim anladığım ve arzuladığım kalkınma, daha doğrusu gelişme budur!