Dr. R. Bülend KIRMACI'nın 13 Mart 2025 tarihli yazısı: Enflasyon Kaderimiz mi?
Bir Dünyaya bakın, bir de bize...
Yok efendim pandemiydi, yavaşlamaydı, soğumaydı, tedarik zincirinin kırılmasıydı; bahanemiz nedir?
Niçin Enflasyon, Batı ülkelerinden Doğu'ya makul düzeylerde ancak bize gelince üç haneye yakın ve de iki haneli!
Öyle ya emekliler ile Enflasyon hesabında "mahkemelik" olan TÜİK'e göre hayat pahalılığı yüzde 50'lerde, ancak bağımsız araştırmalar bunun iki katına yakın Enflasyonumuz var diyor...
Bizde bir türlü Enflasyon düşmüyor, düşmüyor çünkü biz, ithalata, borçlanmaya, özelleştirmeye ve tüketime dayalı bir toplumuz.
Uzun yıllardır "serbest piyasa" taklidi yapıyoruz, ancak, kamu teşviklerini partizanca dağıtıp, vergiyi fakirden alıyoruz.
Avrupa'yı bırakalım; piyasacı ABD'ye göz atıp, ülkemize bakalım...
ABD'nde Şubat TÜFE aylık bazda %0,5’ten %0,2’ye gerilerken; yıllık bazda ise %3’ten %2,8’e gerileyerek beklentilerin altında açıklanmış bulunuyor.
Adamların yıllık enflasyonu bizim aylık Enflasyon neredeyse!
Yine daha geçenlerde seçim yaşayan ABD'nde, gıda ve enerji maliyetleri hariç tutulan çekirdek enflasyon ise aylık bazda %0,2’ye, yıllık bazda ise %3,1’e gerilemiş.
Ya biz! Pupa yelken, dörtnala Enflasyon sarmalı içindeyiz.
Bizde bir de üstüne durgunluk var. Turizm ve dış gelirler de bütçeyi yamamaya yetmiyor...
Tabii enflasyonu gerileyen ülkelerde bu durum, sağlık masraflarından marketlere kadar olumlu yansıyor. Halkın satın alma gücü artıyor...
Bizde market fiyatları ise otomatiğe bağlandı, asgari ücret veya memur maaşı artmadan raflara pazara zam yağıyor...
Dış satım hacmen değil niteliksel olarak da yükselmeli Türkiye katma değer üretmeli diyoruz; kendimiz çalıp oynuyoruz!
Gerçekten Türkiye’mizde Cari İşlemler Dengesi Ocak ayında 3,8 milyar dolar açık verdi.
O arada, TCMB verilerine göre 12 aylık cari açık 10 milyar dolardan 11,5 milyar dolara yükseldi.
Yetmedi, bitmedi: Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret dengesi 57,6 milyar dolar açık verdi.
Ülkemize 500 milyon dolar doğrudan yatırım girerken bunun dört katı portföy yatırımı giriyor; hala faiz kartını oynuyor, kısa vadeli borç stoğumuzu şişiriyoruz...
Evet, Enflasyonu bir kara kader olarak yıllardır yaşamamız, ekonomik, finansal, dış ticaret ve mali piyasalarda arabayı atların önüne koşup, iki de bir devirmekten kaynaklanıyor...
Dolaylı vergilerin bu denli yoğun, kayıt dışılığın bu denli yaygın olduğu bir ülkede, dahası savurganlığın dizginlenemediği bir ülkede enflasyonun yenilmesi, enflasyonist ortamın aşılması çok zor görünüyor...
Türkiye, hızla tasarrufa, yatırıma, istihdama ve de üretim ekonomisine yönelmelidir.
Başka çare de, söz de yoktur...