Mehmet KÜÇÜKEKEN'in 27 Nisan 2025 tarihli yazısı: Devlet-Ulus-Sermaye Birlikteliğiyle Türkiye’nin Ekonomik Geleceği

Yeni dünya düzeni, dijitalleşme, yapay zeka, yeşil ekonomi ve küresel ticaret ağlarının yeniden şekillenmesiyle tanımlanırken, iktisat bilimi, bu karmaşık ve hızlı dönüşüm sürecinde bireylerin ve devletlerin refahını artırmak için vazgeçilmez bir araç olarak öne çıkıyor. Ancak, Adam Smith’in klasik ekonomi anlayışı ve John Maynard Keynes’in maliye politikaları, günümüzün finansal krizleri, gelir adaletsizlikleri ve çevresel sorunları karşısında yetersiz kalıyor. Bu bağlamda, Ekonomist Mehmet Küçükeken’in 30 yıllık birikimle geliştirdiği İMECE, RESMİ ve Gayrimenkul Odaklı makro iktisat modelleri, Türkiye’nin kronik ekonomik sorunlarına düşük maliyetli, sürdürülebilir ve toplumsal iş birliğine dayalı çözümler sunarak, yeni dünya düzeninde bir rol model olma potansiyeli taşıyor.

Ekonomist Küçükeken’in modellerini klasik iktisat, Keynesyen politikalar ve diğer iktisadi yaklaşımlarla karşılaştırarak, Türkiye ekonomisi için sunduğu avantajları ve kazanımları detaylı bir şekilde analiz ediyor. Devlet-ulus-sermaye birlikteliğine dayanan bu modeller, risk ve maliyet içermeyen yapılarıyla, iktisat dünyasında paradigmatik bir dönüşümün öncüsü olabilir.

Yeni Dünya Düzeninde İktisat Biliminin Rolü

Dünya, tarihin en hızlı dönüşüm süreçlerinden birini yaşıyor. Silah teknolojilerinden yapay zekaya, tarım tekniklerinden bilgi sistemlerine kadar her alanda yaşanan değişim, ekonomik düzeni ve insanlığın yaşam standartlarını yeniden şekillendiriyor. Ticaret, para, gelir ve maddi varlıklar, bu dönüşümün merkezinde yer alırken, iktisat bilimi, refahı artırmak ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için kritik bir rol üstleniyor. Ancak, mevcut ekonomik modeller, modern dünyanın karmaşık sorunlarına yanıt vermekte yetersiz kalıyor.

Adam Smith’in klasik ekonomi modeli, piyasaların kendi kendini düzenlediği “görünmez el” metaforuna dayanırken, John Maynard Keynes’in maliye politikaları, ekonomik durgunluklarda devletin talep artırıcı müdahalelerini öneriyor. Her iki yaklaşım, kendi dönemlerinin ihtiyaçlarına cevap vermiş olsa da, dijitalleşme, küresel finansal krizler ve çevresel sürdürülebilirlik gibi günümüz dinamiklerini açıklamakta zorlanıyor. Bu bağlamda, Ekonomist Mehmet Küçükeken’in İMECE, RESMİ ve Gayrimenkul Odaklı makro iktisat modelleri, yerel dinamiklere, toplumsal iş birliğine ve düşük maliyetli çözümlere odaklanarak, Türkiye’nin ve dünyanın ekonomik geleceği için yenilikçi bir alternatif sunuyor.

Küçükeken’in modellerini detaylı bir şekilde inceleyerek, klasik iktisat, Keynesyen politikalar ve diğer iktisadi yaklaşımlarla karşılaştırmasının yapılması iktisat bilimine yeni bir bakış açısı kazandırıyor. Aynı zamanda Modellerin Türkiye ekonomisi için sunduğu avantajları, devlet-ulus-sermaye birlikteliği çerçevesinde değerlendiriyor ve yeni dünya düzeninde nasıl bir rol oynayabileceğini tartışıyor. Ayrıca, bu modellerin uygulanabilirliğini engelleyen bürokratik ve paradigmatik bariyerleri ele alarak, Türkiye’nin ekonomik potansiyelini realize etme yolunda atılması gereken adımları öneriyor.

Mehmet Küçükeken’in Makro İktisat Modelleri:

Küçükeken’in 30 yıllık araştırma ve çalışmanın ürünü olan üç makro iktisat modeli: İMECE, RESMİ ve Gayrimenkul Odaklı Model Türkiye’nin kronik ekonomik sorunlarına (faiz-enflasyon-kur sarmalı, yastık altı kaynakların atıl kalması, konut sorunu) pratik, düşük maliyetli ve sürdürülebilir çözümler sunmayı hedefliyor. Her model, belirli bir sektörü veya sorunu ele alarak, makroekonomik dengeleri yeniden yapılandırmayı amaçlıyor.

1. İMECE Modeli: Üretim ve İç Talebin Çarpan Etkisi

İMECE, “Üretim Modeli İç Dinamiklerinde Çarpan Etkisi Oluşturma İlkeleri ile Artan İç Talebin Getirdiği Refahın Makro Ekonomi Üzerindeki Pozitif Yönlü Sürdürülebilir Büyüme Etkisi” olarak tanımlanıyor. Model, maliyet içermeyen bir üretim sistemi önererek, Türkiye’yi faiz-enflasyon-kur sarmalından kurtarmayı vaat ediyor. Temel ilkesi, iç dinamiklerin çarpan etkisiyle artan iç talebi tetiklemesi ve bu talebin refah artışına dönüşerek makroekonomide sürdürülebilir büyüme yaratmasıdır.

İMECE, devlet-toplum iş birliğine dayalı bir koordinasyon öngörerek, klasik ekonominin bireyci “görünmez el” anlayışından ayrışıyor. Keynesyen politikaların talep yönlü teşviklerine benzerlik gösterse de, dış borç veya yüksek kamu harcamaları gibi maliyetli araçlara dayanmaması, onu özgün kılıyor. Model, yerel üretim kapasitesini artırarak, kısa vadede kalıcı sonuçlar üretme potansiyeline sahip.

2. RESMİ Modeli: Finansal Derinleşme ve Yastık Altı Kaynaklar

RESMİ, bankacılık sektörüne düşük maliyetli fon sağlayarak ciro ve kar oranlarında %100 artış hedefliyor. Yastık altındaki değerli madenlerin (altın, gümüş vb.) ekonomiye kazandırılmasını ve katılım bankacılığının büyümesini teşvik eden model, finansal derinleşmeyi amaçlıyor. Ancak, özel bankaların mevzuat eksiklikleri nedeniyle uygulamada zorluk çıkarması, modelin devlet bankaları eliyle hayata geçirilmesini gerektiriyor.

RESMİ, klasik ekonominin serbest piyasa odaklı bankacılık anlayışına meydan okuyor ve Keynesyen politikaların devlet müdahalesi ilkesini bir adım öteye taşıyarak, finansal sistemi halkın birikimleriyle beslemeyi öneriyor. Bu, yeni dünya düzeninde finansal kaynakların kapsayıcı bir şekilde mobilize edilmesi açısından devrim niteliğinde bir yaklaşım.

3. Gayrimenkul Odaklı Model: Konut Sorunu ve İnşaat Sektörünün Canlanması

Gayrimenkul Odaklı Model, konut ihtiyacını ve taleplerini kısa vadede çözmeyi hedefliyor. Finans ve kaynak sorunu olmadan işleyen bu sistem, yerli firmaları destekliyor ve inşaat maliyetlerini %60-65 oranında düşürüyor. İnşaat sektörünün istihdam yaratma kapasitesi ve alt sektörleri canlandırma etkisi, modelin makroekonomik katkısını artırıyor.

Klasik ekonominin arz-talep dengesine bıraktığı konut piyasasına karşılık, bu model planlı bir yaklaşımla sektörü düzenlemeyi ve maliyet avantajıyla refahı artırmayı amaçlıyor. Keynesyen politikaların altyapı yatırımlarına verdiği önemle paralellik gösterse de, dış kaynak bağımlılığı olmadan yerel dinamiklere odaklanmasıyla ayrışıyor.

Klasik Ekonomi ve Keynesyen Politikalarla Karşılaştırma

1. Klasik Ekonomi: Görünmez Elin Sınırları

Adam Smith’in klasik ekonomi modeli, piyasaların kendi kendini düzenlediği ve bireylerin kendi çıkarlarını maksimize ederken toplumsal faydayı artırdığı fikrine dayanır. Ancak, bu model, modern dünyanın finansal krizleri, gelir adaletsizlikleri ve çevresel sorunları karşısında yetersiz kalıyor. Örneğin:

Finansal Krizler: Klasik ekonomi, piyasa başarısızlıklarını öngöremiyor ve 2008 küresel finans krizi gibi olaylarda çözüm üretemiyor.

Gelir Adaletsizliği: Görünmez el, kaynakların adil dağılımını garanti etmiyor; zengin ve fakir arasındaki uçurum büyüyor.

Çevresel Sorunlar: Klasik model, çevresel sürdürülebilirlik gibi dışsallıkları dikkate almıyor.

Küçükeken’in modelleri, klasik ekonominin bu eksikliklerini gideriyor:

İMECE, piyasa mekanizmasına güvenmek yerine, devlet-toplum iş birliğiyle üretimi koordine ederek, kaynakların daha adil ve etkin kullanımını sağlıyor.

RESMİ, finansal piyasaları halkın birikimleriyle besleyerek, serbest piyasanın dışlayıcı doğasını kapsayıcı bir sisteme dönüştürüyor.

Gayrimenkul Odaklı Model, arz-talep dengesine bırakılan konut piyasasını planlı bir şekilde düzenleyerek, toplumsal refahı artırıyor.

2. Keynesyen Politikalar: Devlet Müdahalesinin Maliyeti

Keynesyen ekonomi, ekonomik durgunluklarda devletin talep artırıcı müdahalelerini (kamu harcamaları, para politikaları) öneriyor. Büyük Buhran’da başarılı olan bu yaklaşım, 1970’lerdeki stagflasyon kriziyle sorgulanmaya başladı. Günümüzde ise:

Küresel Borç Yükleri: Keynesyen politikalar, yüksek kamu harcamaları ve borçlanma nedeniyle sürdürülemez hale geldi.

Enflasyonist Baskılar: Talep artırıcı politikalar, enflasyonu tetikleyerek orta ve düşük gelir gruplarını olumsuz etkiliyor.

Küresel Bağlılık: Keynesyen çözümler, küresel finansal sermayeye bağımlılığı artırıyor.

Küçükeken’in modelleri, Keynesyen politikaların bu sınırlamalarını aşarak:

İMECE, maliyet yaratmadan talebi artırıyor ve dış borç bağımlılığını ortadan kaldırıyor.

RESMİ, devletin finansal sistemdeki rolünü, halkın birikimlerini mobilize ederek güçlendiriyor.

Gayrimenkul Odaklı Model, altyapı yatırımlarını yerel kaynaklarla finanse ederek, Keynesyen politikaların borçlanma sorununu çözüyor.

3. Diğer İktisadi Yaklaşımlarla Karşılaştırma

Neoklasik Ekonomi: Neoklasik yaklaş Küçükeken’in modelleri, neoklasik ekonominin matematiksel modelleme ve rasyonel beklentiler varsayımlarına dayanmıyor; gerçek dünya dinamiklerine odaklanıyor.

Avusturya Okulu: Avusturya iktisadı, devletin piyasaya müdahalesini reddederken, Küçükeken’in modelleri, devlet-ulus-sermaye iş birliğini merkeze alıyor.

Post-Keynesyen Ekonomi: Post-Keynesyenlerin sosyal ve kurumsal dinamiklere vurgusu, Küçükeken’in modelleriyle paralellik gösterse de, onun maliyet içermeyen yaklaşımı daha pratik bir çözüm sunuyor.

Türkiye Ekonomisi İçin Avantajlar ve Kazanımlar

Küçükeken’in modelleri, Türkiye’nin ekonomik sorunlarına yönelik aşağıdaki avantajları ve kazanımları sunuyor:

1. Faiz-Enflasyon-Kur Sarmalından Kurtuluş

İMECE, maliyet içermeyen üretim modeliyle, faiz ve enflasyon gibi dışsal baskılardan bağımsız bir büyüme sağlıyor. Türkiye’nin yüksek faiz oranları ve döviz kuru dalgalanmalarıyla mücadele eden ekonomisi için bu, sürdürülebilir bir çıkış yolu sunuyor. Çarpan etkisiyle artan iç talep, refahı artırarak ekonomik istikrarı güçlendiriyor.

2. Finansal Derinleşme ve Katılım Bankacılığının Yükselişi

RESMİ, yastık altındaki değerli madenleri ekonomiye kazandırarak, finansal sistemi halkın birikimleriyle besliyor. Bu, Türkiye’nin küresel finansal sermayeye bağımlılığını azaltırken, katılım bankacılığını büyüterek İslami finans alanında bölgesel bir merkez olma potansiyelini artırıyor. Bankacılık sektöründe %100 ciro ve kar artışı, ekonomik büyümeyi destekliyor.

3. Konut Sorununun Çözümü ve İstihdam Artışı

Gayrimenkul Odaklı Model, inşaat maliyetlerini %60-65 düşürerek, konut sorununu kısa vadede çözüyor. İnşaat sektörünün istihdam yaratma kapasitesi ve alt sektörleri canlandırma etkisi, işsizlik oranlarını düşürüyor. Yerli firmaların desteklenmesi, dışa bağımlılığı azaltarak ekonomik bağımsızlığı güçlendiriyor.

4. Toplumsal Refah ve Gelir Adaleti

Modeller, toplumsal iş birliğine dayalı yapılarıyla, gelir adaletsizliğini azaltıyor. İMECE’nin refah artırıcı etkisi, RESMİ’nin kapsayıcı finansal sistemi ve Gayrimenkul Modeli’nin konut erişimini kolaylaştırması, düşük ve orta gelir gruplarının yaşam standartlarını yükseltiyor.

Yeni Dünya Düzeninde Rol Model Potansiyeli

Küçükeken’in modelleri, dijitalleşme, yeşil ekonomi ve küresel ticaret ağlarının yeniden şekillendiği yeni dünya düzeninde, Türkiye’yi bir rol model haline getirebilir. İç talebin sürdürülebilirliği (İMECE), finansal kapsayıcılık (RESMİ) ve altyapı yatırımları (Gayrimenkul Modeli), Türkiye’yi küresel ekonomik dalgalanmalara karşı dirençli bir ekonomi haline getiriyor.

Devlet-Ulus-Sermaye Birlikteliği: Yeni Bir İktisadi Paradigma

Küçükeken’in modelleri, devlet-ulus-sermaye birlikteliğine dayanıyor. Bu yaklaşım:

Devlet: Koordinasyon ve düzenleyici rol üstlenerek, ekonomik politikaları yerel dinamiklere göre şekillendiriyor.

Ulus: Toplumsal iş birliğiyle üretime ve birikimlere katılarak, ekonomik süreçlerin aktif bir aktörü haline geliyor.

Sermaye: Yerli firmalar ve halkın birikimleri, ekonomik büyümenin motoru olarak konumlanıyor.

Bu birliktelik, klasik ekonominin bireyci yaklaşımını ve Keynesyen politikaların devlet odaklı çözümlerini aşarak, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir iktisadi model sunuyor. Risk ve maliyet içermeyen yapısıyla, yeni dünya düzeninde ekonomik bağımsızlığın anahtarı olabilir.

Uygulamadaki Zorluklar ve Çözüm Önerileri

Küçükeken’in modelleri, yenilikçi ve uygulanabilir olmalarına rağmen, aşağıdaki engellerle karşılaşıyor:

Eski Paradigmaların Hakimiyeti: Akademik çevreler ve karar vericiler, klasik ve Keynesyen modellere bağlı kalmayı sürdürüyor.

Çözüm: İktisat eğitiminde Küçükeken’in modellerine yer verilmeli, uluslararası konferanslarda tanıtılmalı.

Kısa Vadeli Politik Öncelikler: Siyaset, uzun vadeli reformlar yerine anlık kazanımlara odaklanıyor.

Çözüm: Modellerin pilot uygulamalarıyla kısa vadeli başarılar gösterilmeli, kamuoyu desteği artırılmalı.

Mevzuat ve Kurumsal Atalet: RESMİ gibi modeller, mevcut düzenlemelerin esnek olmaması nedeniyle uygulanamıyor.

Çözüm: Devlet bankaları ve katılım bankacılığı için özel mevzuat düzenlemeleri yapılmalı.

İktisat Dünyasında Bir Devrim

Mehmet Küçükeken’in İMECE, RESMİ ve Gayrimenkul Odaklı makro iktisat modelleri, Türkiye’nin ekonomik geleceğini şekillendirebilecek bir vizyon sunuyor.

Klasik ekonominin bireyci ve piyasa odaklı yaklaşımı ile Keynesyen politikaların devlet merkezli çözümleri, yeni dünya düzeninin ihtiyaçlarına yanıt veremiyor. Küçükeken’in modelleri ise, devlet-ulus-sermaye birlikteliği, toplumsal iş birliği ve düşük maliyetli çözümlerle bu boşluğu dolduruyor.

Türkiye, bu modellerle faiz-enflasyon-kur sarmalından kurtulabilir, finansal derinleşmeyi sağlayabilir, konut sorununu çözebilir ve toplumsal refahı artırabilir. Yeni dünya düzeninde bir rol model olma potansiyeli taşıyan bu modeller, cesaret ve vizyonla hayata geçirilirse, iktisat dünyasında paradigmatik bir dönüşümün öncüsü olabilir.

Esas zorluk, yeni fikirlerin geliştirilmesi değil, eski düşünce yapısının terk edilmesidir.

Küçükeken’in modelleri, bu değişimi başlatmak için bir fırsat sunuyor. Türkiye, bu fırsatı değerlendirerek, sadece kendi ekonomik başarısını değil, küresel iktisat sahnesinde bir liderlik pozisyonunu da elde edebilir.

Zaman, değişim zamanıdır ve bu değişim, Mehmet Küçükeken’in fikirleriyle başlayabilir.