Ersan AKBAŞ'ın 8 Haziran 2024 tarihli yazısı: ABD’de İç Savaş Çıkarsa!

Amerika Birleşik Devletleri, iç savaşı yaşamış bir ülke…

Buna Eyaletler Arası Savaş da deniyor.

11 Güney Eyaleti’nin, Kuzey’den ya da Washington yönetiminden ayrılarak Amerika Konfedere Devletleri'ni kurmasıyla savaş patlak vermiş.

Savaşın nedeni, köleliğin kaldırılmak istenmesi.

Tarıma dayalı ekonomisi olan güney eyaletleri, ucuz işgücü olarak kullandığı köleliğin kaldırılmasını istemiyor.

Sanayisi gelişmiş kuzey eyaletleri ise serbest işgücü için köleliğin kaldırılmasını istiyor.

Sonuçta 1861 -1865 yılları arasında yaşanan geniş kapsamlı iç savaş, kuzeyin zaferi ile sona eriyor.

Kölelik kaldırılıyor. Bölünme tehlikesini atlatan ABD, yeniden tek bir ülke olarak birleşiyor.

Bu savaşın üstünden yaklaşık 160 yıl geçmiş.

Dünya tarihi 2 büyük yıkıcı savaş yaşamış.

Buna rağmen sorulan soru şu:

ABD bölünür mü?

ABD’de iç savaş çıkar mı?

ABD yıkılır mı?

Özellikle 2017 - 2021 yıllarında ABD Başkanlığı yapan Donald Trump’ın yönetim tarzını görenler, bu soruları çok dillendirmişti.

Trump destekçilerinin tarihi kongre baskınından sonra ‘ABD’de neler oluyor?’ sorusu zirve yapmıştı.

O Donald Trump, Kasım 2024’te yapılacak seçimlerde başkanlığın en güçlü adayı.

Bu girişi neden yaptım?

Bayram değil seyran değil, bir film girdi gösterime…

Ruslar ya da Çinliler tarafından değil, Hollywood tarafından.

Adı, İç Savaş / Civil War…

Otoriter bir ABD yönetimi… Ülke iç savaşta… Beyaz Saray’a karşı çıkan isyancı gruplar, Başkan’ı devirmek üzere…

Bir grup gazetecinin gözünden/objektifinden, işte iç savaşın bu anları anlatılıyor.

Heyecan verici bir konu değil mi?

Maalesef, Alex Garland tarafından yazılan ve yönetilen film, elindeki büyük bir fırsatı kaçırıyor.

Harika konusunu iyi bir senaryo ile yıllarca unutulmayacak bir başyapıta dönüştürebilme fırsatını elinin tersiyle itiyor.

Çünkü suya sabuna dokunmadan ABD modern iç savaşını anlatmaya çalıştığını, filmi izlerken kısa bir süre sonra anlıyorsunuz.

Bir duruş sergileyemeyen filmde o kadar boşluk var ki… Hangisini yazayım.

Mesela, iç savaşın neden, nasıl ve ne zaman çıktığı anlatılmıyor.

Kim kiminle niçin savaşıyor, açıklanmıyor. 

Savaşan taraflar neyi savunuyor, bilinmiyor.

ABD federal hükümetinin Başkanı kim, nasıl biri bahsedilmiyor.

Beyaz Saray’a isyan eden kuvvetlerin amacı ne belirtilmiyor.

Kimin iyi taraf, kimin kötü taraf olduğu hakkında hiçbir fikir verilmiyor.

Kısacası karşımızda derdini anlatamayan, savaş karşıtıymış gibi görünen bir film var.

Ama filmin fragmanına baktığınızda sağlam bir iç savaş göreceğinizi sanıyorsunuz.

Aklınca taraf tutmuyor, iç savaşın nasıl bir cehennem olduğunu anlatmaya çalışıyor.

Onda da başarılı olamıyor. Bu anlatım, size geçemiyor.

Peki, senaryosundaki bu kadar eksikliğe rağmen film kendisini izletiyor mu?

İzletiyor. Çünkü film kötü değil.

Ama harika hikâyesini işleyememiş bir filmin hayal kırıklığını da yaşıyorsunuz.

Tarihteki en önemli filmlerden biri olma fırsatını sanki bilerek kaçıran İç Savaş’ı, bu nedenle izleyin de diyemiyorum. İzlemeyin de…

Karar sizin…