Sibel BAY'ın 29 Aralık 2023 tarihli yazısı: Charles Manson: Suçun Ardındaki Karanlık Zihin

Ağustos 1969'da bir dizi şiddetli cinayet tüm dünyayı şaşkına çevirdi. O zamandan beri adı tarikatın yönlendirdiği şiddetle eş anlamlı hale gelen Charles Manson, kötü şöhretli "Tate-LaBianca" cinayetlerinin arkasındaki beyindi. İlk cinayet 8-9 Ağustos gecesi meydana geldi ve kurbanlar arasında ünlü yönetmen Roman Polanski’nin hamile oyuncu eşi Sharon Tate ve o gece ziyarete gelen dört arkadaşı da vardı.

Görünüşe göre Manson, Tate'in yaşadığı evi, şarkılarını reddeden bir plak yöneticisinin hâlâ orada yaşadığına inandığı için seçmişti. Ertesi akşam "aile" süpermarket yöneticisi Leno LaBianca ve eşi Rosemary'yi de Los Angeles'ın Los Feliz bölgesindeki evlerinde öldürdü.

Ardından gelen duruşmada Manson ve takipçileri, cinayetlerin amacının bir ırk savaşını kışkırtmak olduğunu, zira suçların siyahi eylemcilerin üzerine atılmasını amaçladıklarını ifade ettiler. Bu cinayetlere karışması sonucunda Manson 1971'de ölüm cezasına çarptırıldı ancak cezası sonunda ömür boyu hapse indirildi. Manson, Kasım 2017'de 83 yaşında ölene kadar onlarca yıl hapiste kalacaktı.

Ağustos 1997'de, o zamanlar 63 yaşında olan Manson, hapishanedeyken uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla Pelican Bay Eyalet Hapishanesine nakledildi. Kaliforniya'nın "süper maksimum" hapishanesi olarak da bilinen Pelican Bay, uzun cezalar çeken, en tehlikeli mahkûmları barındırıyordu. Daha önce ciddi akıl hastalığı teşhisi konulduğu için Manson, Pelican Bay'in psikiyatri servis birimine (PSU) yerleştirildi.

Tartışma konusu olduğunda, Manson'ın gerçekten akıl hastası olup olmadığı ya da hapishanenin özel idare birimine daha uygun olup olmayacağına dair sorular hemen gündeme geldi. Sonuç olarak kapsamlı bir psikiyatrik muayeneden geçti ve tüm ayrıntıları ancak 2017'deki ölümünün ardından kamuoyuna açıklandı.

Rorschach Psikodiyagnostik Testi, Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI-2) ve Gözden Geçirilmiş Psikopati Kontrol Listesi (PCL-R) gibi bir dizi testin yanı sıra, Manson'un hem hapishane içindeki hem de dışındaki kapsamlı sabıka geçmişi de incelendi. Değerlendirmesi sırasında, 63 yılının 46 yılını parmaklıklar ardında geçirmişti.

Roy ve ortak yazarlarının yakın zamanda yeniden analiz ettiği sonuçların, Manson vakasına aşina olan herkesin bekleyebileceği kadar karmaşık ve çelişkili olduğu ortaya çıktı. Örneğin, Manson'un aldığı MMPI-2 ve Rorschach testlerinin bulguları, Manson'un Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (DSM) gibi mevcut sistemlere göre düzgün bir şekilde sınıflandırılamayan önemli psikolojik bozukluklarla mücadele ettiğine dair kanıt sağlıyordu.

Sonuç olarak, Manson'ın psikopat olduğu kadar psikotik olarak da değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorusu, ölümünden sonra bile her zamanki gibi tartışmalı olmaya devam ediyor.

Bu keşiflerin önemi sadece Manson'ı anlamaya çalışmak değil, aynı zamanda onun ideolojisinin daha geniş kapsamlı yönlerini, özellikle de "ivmecilik" ile ilgili çağdaş aşırılıkçı hareketler bağlamında anlamakta yatmaktadır.

"İvmecilik" ile kastedilen, toplumun çöküşünü hızlandırmanın aşırılık yanlılarının istediği siyasi veya sosyal değişiklikleri beraberinde getireceği kavramıdır. Manson'ın emrini verdiği iğrenç cinayetleri meşrulaştırmak için kullandığı ideoloji, bu radikal dünya görüşünün erken bir örneği olarak yorumlanabilir.

Manson gibi birini ve onu takip edenleri neyin motive ettiğini daha iyi anlarsak, günümüz dünyasındaki benzer aşırılıkçı görüşleri ayırt etmek ve bunlarla mücadele etmek faydalı olacaktır. Buna ek olarak, Manson vakası, psikozun özelliklerine ve akıl hastalığının suç davranışı üzerinde ne derece etkili olabileceğine ilişkin sorunları vurgulamaktadır.

Manson'ın hayat hikayesi sadece bir suç dehasının kroniği değil, aynı zamanda yarattığı terör hücresinin ve suçlarını motive eden ideolojilere karşı temkinli kalma ihtiyacının bir vaka çalışmasıdır. Ayrıca suç davranışının anlaşılması ve gelecekte benzer trajedilerin yaşanmasının engellenmesi sürecinde psikiyatrik değerlendirmenin önemini de hatırlatmaktadır.