Sibel BAY'ın 12 Şubat 2025 tarihli yazısı: Teknolojiyi Tüketirken Tükeniyoruz
Günümüz dünyasında teknoloji, hayatımızın merkezinde yer alıyor. Sabah gözlerimizi açtığımızda elimiz telefona gidiyor, gün boyunca bilgisayar ekranına bakarak çalışıyor, akşamları ise sosyal medya, dijital platformlar ya da televizyon ile vakit geçiriyoruz. Bir zamanlar hayatı kolaylaştıran bir araç olarak gördüğümüz teknoloji, artık zihinsel ve fiziksel yorgunluğun kaynağı haline gelmiş durumda. Üstelik bu durumun farkına bile varmadan, her gün ekran başında daha fazla vakit geçiriyoruz.
Teknoloji yorgunluğu, bireylerin dijital dünyaya sürekli maruz kalmaları sonucu yaşadığı tükenmişlik hali olarak tanımlanıyor. Özellikle çalışma hayatında yoğun bilgisayar kullanımı, sosyal medya akışına sürekli maruz kalma ve anlık bildirimlerin yarattığı dikkat bölünmesi, insan zihninde ciddi bir yük oluşturuyor. Günümüzde çoğu insan, bir göreve odaklanmakta zorlanıyor, sürekli dikkat dağınıklığı yaşıyor ve günün sonunda zihinsel bir tükenmişlik hissediyor.
Bu durumun en büyük nedenlerinden biri, beynimizin durmaksızın bilgi işlemeye zorlanması. Gün içinde yüzlerce e-posta, mesaj, bildirim ve sosyal medya içeriğiyle karşı karşıya kalıyoruz. Her yeni bilgi, beynimizde bir işlem gerektiriyor ve bu da bilişsel yükü artırıyor. Bir noktadan sonra zihin yoruluyor ve odaklanma süremiz kısalıyor. Zihinsel yorgunluğun yanı sıra, mavi ışığa uzun süre maruz kalmak göz sağlığını tehdit ediyor, uykusuzluğa neden oluyor ve fiziksel yorgunluğu artırıyor.
Teknoloji yorgunluğunun etkileri yalnızca bireysel düzeyde kalmıyor, aynı zamanda toplumsal bir mesele haline geliyor. İnsanlar yüz yüze iletişim kurmakta zorlanıyor, dikkat süreleri kısalıyor ve derin düşünme becerilerini kaybediyor. Eskiden saatlerce kitap okuyabilen insanlar, şimdi birkaç sayfadan sonra dikkatini toplayamaz hale geliyor. Beyin sürekli olarak hızlı tüketilen içeriklere alıştığında, sabır ve derinlik gerektiren faaliyetler ikinci planda kalıyor.
Peki, teknoloji yorgunluğuyla başa çıkmak mümkün mü? Uzmanlar, bilinçli teknoloji kullanımının bu tükenmişlik hissini azaltabileceğini belirtiyor. Gün içinde ekran süresini sınırlandırmak, dijital detoks günleri yapmak, bildirimleri kapatmak ve mümkün olduğunca fiziksel aktivitelerle meşgul olmak, teknoloji yorgunluğunu azaltmanın yolları arasında gösteriliyor. Özellikle akşam saatlerinde ekran kullanımını en aza indirerek, beynin dinlenmesine fırsat vermek gerekiyor.
Teknoloji hayatımızı kolaylaştıran bir araç olmalı, bizi tüketen bir yük haline gelmemeli. Bunun için bilinçli kullanım alışkanlıkları geliştirmek ve dijital dünyayla sağlıklı bir denge kurmak, hem zihinsel hem de fiziksel sağlığımız açısından büyük önem taşıyor. Teknolojiye hükmeden mi olacağız, yoksa onun esiri mi? Bu sorunun cevabı ise bizim seçimlerimize bağlı.