Ersan AKBAŞ'ın 25 Kasım 2023 tarihli yazısı: Hayat Aklın Geçirdiği Bir Evredir!
Ülkemizde ‘Merhaba Dünya’ adı ile gösterime girmiş Orada Olmak/Being There filminin finalinde yer alır, ‘Hayat aklın geçirdiği bir evredir’ ifadesi.
1979 yılında çekilmiş Orada Olmak filmi, Pembe Panter’in yıldızı İngiliz oyuncu Peter Sellers’in başyapıtı olarak kabul edilir.
Neden mi? Başlayalım o zaman…
Kahramanımız Chance, basit fikirli bir bahçıvandır.
Hatta küçük bir çocuğun aklına sahiptir desek daha doğru olur.
Tüm hayatını başkent Washington’daki eski bir malikanede geçirmiştir.
Hiç dışarıya çıkmamış, otomobile bile binmemiştir.
Dış dünya hakkında bildiği her şeyi televizyondan öğrenmiştir
Bahçeyle uğraşmadığı zamanlarda en iyi yaptığı iş televizyon seyretmektir.
Malikane sahibi ölünce kahramanımız Chance, televizyondan öğrendikleri dışında dünya hakkında hiçbir bilgisi olmadan sokağa atılır.
Sonra bir rastlantıyla karışık kaza sonucu Washington siyasetine yön veren ABD’nin en etkili işadamının evine konuk olur.
Güzel takım elbise giydiği, kusursuz tavırları olduğu, net ve kısa konuştuğu için bu evrenin insanları tarafından hızla kabul edilir.
Kahramanımızın doğal sessiz konuşma yapısı da bu insanları etkiler.
Bilgelik mertebesine çıkarılmıştır.
ABD Başkanı’nın bir ziyareti sırasında, onun basit bahçıvanlık anlatımlarının ülkenin mevcut ekonomik durumuna yaptığı göndermeler/benzetmeler olarak yorumlanması işleri iyice karıştırır.
“Bahçede büyümenin bir mevsimi vardır. Önce ilkbahar ve yaz gelir; ama sonra sonbahar ve kış gelir. Sonra yine ilkbahar ve yaz olur” ifadelerini bizzat ABD Başkanı, onun ismini de anarak ulusa sesleniş konuşmasında kullanır.
Kahramanımız bir anda ülkenin ekonomik dehasına dönüşmüştür.
Bahçıvan Chance, artık prestijli Chauncey Gardner’dir ve Washington siyasetinde etkin bir isim olmuştur.
Katıldığı televizyon programında bir soruya verdiği “Bir bahçenin bakıma sevgiye ihtiyacı vardır. Bahçenize sevginizi verirseniz her şey büyür; ama ilk önce bazı şeylerin solması gerekir” yanıtı halkta karşılık bulunca ABD siyasetinde dalgalanmalar başlar.
ABD başkanı, FBI, CIA, Amerika’nın önde gelen yazılı ve görsel basını, herkes ama herkes Chauncey Gardner’in peşine düşer.
Kimdir bu adam? Gökten zembille mi inmiştir? Neden FBI ve CIA, bu adamın geçmişi hakkında bilgi kırıntısı bile bulamamaktadır? Yoksa ajan mıdır?
Tüm bunlar yaşanırken kahramanımızın her şeyden habersiz olması ise filme bambaşka bir güzellik, apayrı bir boyut verir.
Bu anlattıklarım her ne kadar zorlama gibi görülse de filmin temposu bunu o kadar güzel bir şekilde izleyiciye geçirir ki gözlerinize inanamazsınız.
O yüzden film başyapıt seviyesine ulaşmıştır.
Hatta bu özelliği ile Forrest Gump’tan çok önce Chauncey Gardner vardı diyebiliriz.
Tom Hanks’in efsane filmi olan 1994 yapımlı Forrest Gump’a bu filmin ilham verdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Efsane komedyen Peter Sellers, filmin uyarlandığı ‘Orada Olmak’ kitabını ilk okuduğunda tarihler 1972 yılını gösteriyordu.
Bu kitabı sinemaya aktarabilmek için yıllarca bekledi, hatta sırf bu filmi çekebilmek için Pembe Panter serilerine girmek zorunda kaldı.
Sonunda bu filmi çektiğinde sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi performansı ile neredeyse Oscar heykelciğini alıyordu.
Ancak o sene Oscar’ı, Kramer Kramer’a Karşı filmi ile Dustin Hoffman kazanacaktı.
Filmin finalinde yer alan ‘Hayat aklın geçirdiği bir evredir’ sözü, filmin gösterime girmesinden kısa bir süre sonra hayatını kaybettiğinde Peter Sellers’in mezar taşına da yazılacaktı.
Petter Sellers’ın izlendikçe kendine hayran bıraktıran sinema filmi Orada Olmak/Being There, gerçeküstü durumları gerçekçi gibi gösteren ve politikacıların alaycı dünyalarını taşlayan başlı başına dev bir yapıt. İzlemediyseniz, kaçırmayın derim.