Sibel BAY'ın 2 Ekim 2024 tarihli yazısı: Lacan'ın Gizemli Büyük Ötekisi Nedir?
Jacques Lacan’ın “Büyük Öteki” kavramı, insanın toplumdaki davranışlarını ve düşüncelerini şekillendiren bir tür görünmez güç olarak tanımlanabilir. Bu kavram, bireyin toplumsal normlara ve kurallara uymasını sağlayan bir gözlemci gibi düşünülebilir. Büyük Öteki, belirli bir kişi ya da grup değil, toplumun genel olarak bizden ne beklediğini simgeler.
Örneğin, toplumda nasıl davranmamız gerektiğini, neyin doğru ya da yanlış olduğunu bilmemizi sağlayan bu Büyük Öteki’dir. Lacan’a göre insanlar, toplumsal kabul görmek için Büyük Öteki’nin kurallarına uymaya çalışır. Kısacası, her hareketimizi ve söylediğimiz her sözü şekillendiren, bizim farkında bile olmadığımız bir gözlemci gibi varlık gösterir.
Lacan ayrıca “küçük öteki” kavramını da kullanır. Küçük öteki, aslında kendi içimizde yarattığımız bir ayna gibidir; kendimize dışarıdan bakarak, toplumsal normlara göre nasıl biri olduğumuzu görmeye çalışırız. Büyük Öteki ise bu aynadan farklı olarak, dışarıdaki dünyanın bizden nasıl davranmamızı beklediğini belirleyen sembolik bir güçtür.
Büyük Öteki, toplumun genel kurallarını ve dilini temsil eder. Biz bu kurallara ve dile uyarak toplumda kendimizi var ederiz. Bir nevi, bizi izleyen ve yönlendiren toplumsal kuralların bir toplamı olarak düşünülebilir. Mesela, bir toplumda neyin kabul edilebilir olduğuna dair ortak bir anlayış vardır, bu anlayış da Büyük Öteki tarafından belirlenir.
Lacan’ın fikirlerine çok önem veren çağdaş filozof Slavoj Žižek, Büyük Öteki’yi daha anlaşılır bir şekilde yorumlamıştır. Ona göre Büyük Öteki, bireyin toplumsal düzene uyum sağlamasını sağlayan bir gözetmen gibidir. Ancak bu gözetmen her ne kadar toplumsal normları belirlese de, asla tam anlamıyla ulaşamayacağımız bir yapıdır. Yani, Büyük Öteki her zaman oradadır ve bizi izler ama biz onun taleplerini tamamen anlayamayız.