İslâm’ı doğru öğrenmek ve öğretmek…

İnanıyorum ki; Cumhuriyet Türkiye’sinin en büyük eksiği…

İslâm’ı yaşamadan dünyevi düzeni kuramayanlar din ile dünya ilişkilerinden hepimizi uzaklaştırdılar.

Yüce Yaradan’ın “Oku” emrinin gereğini bile çok gördüler...

Ne emrediyor Yüce Yaradan:

"Yaratan Rabbinin adıyla oku!"

"Oku! Kalemle (yazmayı) öğreten, (böylece) insana bilmediğini bildiren Rabbin sonsuz kerem sahibidir."

Peki gerçekten bu emri yerine getirip okuduğumuzu anlıyor ve anlatıyor muyuz?

Cami toplumlu bir toplum öneriyorlar ama cemaatin birbiriyle selamlaşmadan camilere girip çıktıklarından bihaberler!

Yaşadığımız acı ve sıkıntılardan kurtulup huzur ve barışı tesis etmenin tek yolunun hileden hurdadan uzak doğruları haykırmak olduğunu herkes idrak edebilmelidir.

Bunun için de İslam’ı doğru öğrenmek ve yaşamak mecburiyetindeyiz.

Mukaddes değerlerimizi istismar edenlerden bıktık ama onları dediğine inanmaktan ne acıdır ki bıkmadık.

Güç ve çıkar devşirmeye çalışanların cirit atmasının nedenini Diyanet İşleri Başkanlığımızın iyi analiz etmesinin artık tam zamanı.

İnsanlığa rehber olarak gönderilen yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’deki ışıklarından ezberci bir toplumun faydalanamayacağını artık görmenin tam zamanı…

Hayata riyasız bakabilmek, İslam’a ve mensup olduğu Türk milletine vefa ile bağlanan nesiller görmek istiyor isek vakit bu vakittir.