Sibel BAY'ın 7 Şubat 2024 tarihli yazısı: Özgür İrademiz Var mı? Beyin Kararları Nasıl Veriyor?
Hayatımızın her anında kararlar alıyoruz: kahve mi çay mı, spor mu izlemek istiyoruz, yoksa bir kitap mı okuyalım? Peki, bu kararları verirken özgür irademizi kullanıyor muyuz, yoksa beynimiz bizi belli bir yöne mi sürüklüyor? Gelin, bu karmaşık soruların ardındaki bilim ve felsefe dünyasına birlikte göz atalım.
Beynimiz, muazzam bir karmaşıklıkla işleyen, nöronlar arası bağlantılarla örülü bir güzellik. Ancak, bu karmaşık yapı içerisinde özgür iradenin nasıl bir rol oynadığını sorgulamak, birçok düşünürü ve bilim insanını meşgul eden bir konu olmuştur. 2 Şubat 2024 tarihinde güncellenen bilgilerle birlikte, beyin kararlarını nasıl verdiğimize dair çeşitli bakış açıları ortaya çıkmaktadır.
Beynin, fiziksel bir sistem olarak, nedensel belirleyicilere tabi olduğunu söylemek zorundayız. Yani, bir kararın ardında yatan sebepler, genlerimizden çocukluk deneyimlerimize, kültürel etkilere kadar uzanabilir. Bu noktada, özgür irade kavramıyla zihinsel bir çatışma ortaya çıkar gibi görünüyor. Ancak, yukarıdan aşağıya karmaşık kontrol sistemleri, çıktılarını tahmin edilemez ve aşağıdan gelen girdiler tarafından belirlenemez hale getirir. Yani, belki de özgür irade, beynimizin karmaşık dansında sadece bir oyuncudur.
Robert Sapolsky'nin ifadesiyle, bir insanın anlık davranışını anlamak için geçmişine bakmak gerekir. Zihinsel bozukluklar, düşünceleri ve davranışları kontrol etme yeteneğimizi alt üst edebilir. Bu durumda, özgür iradenin gerçekten var olup olmadığı sorusu biraz daha belirginleşir.
Ancak, nörogenetikçi Kevin Mitchell, determinizme karşı çıkarak özgür irade lehine argümanlar sunuyor. Evrenin kuantum belirsizliği ve beyindeki "gürültü" ve belirsizlik, Mitchell'e göre, özgür iradeye bir kapı aralar. Beyin, bu gürültüyü kontrol altına alarak kararlarını şekillendirir.
Beynin nöronları, girdi sinyallerini alarak karmaşık bir karar sürecine dönüştürür. Bu süreçte, belirsizlik ve gürültü önemli bir rol oynar. Nöronlar sadece sinyal iletmekle kalmaz, aynı zamanda yeni bilgileri entegre eder, dönüştürür ve yaratır. Bu süreç, beynin çevresini anlama, karar verme ve öğrenme gibi bilişsel işlevlerini etkinleştiren temel bir unsurdur.
Peki, özgür irademiz var mı? Belki de bu soruya tam bir cevap vermek henüz mümkün değil. Ancak, beynimizin karmaşık yapısı ve karar alma süreçlerindeki çeşitli etmenler, bu konuda daha fazla anlamamıza olanak tanıyor. Özgür irade kavramı belki de sadece bir yanılsama değil, beynimizin karmaşık orkestrasında çalınan gizemli bir melodi. Belki de gerçek özgürlük, bu gizemi anlamak ve kabul etmekle başlar.