Tahir ERDEM'in 29 Mayıs 2024 tarihli yazısı: Sessiz Olun, İnsanlık Uyuyor!

Medeni(!) dünya, iletişim çağında, gözlerinin önünde aylardır süregelen katliamı sessizce seyrediyor. İnsanlar artık bir savaşta öldürülür gibi öldürülmüyor. Özelikle yakılıyor, masum çocukların başları bıçakla kesiliyor ve İsrail halkı bu görüntüler karşısında dans edip kutlama yapıyor.

Yaşanan sadece bir katliam değil; aslında gözlerimizin önünde kendi dramımızı, acziyetimizi seyrediyoruz. Bir avuç İsrailli Siyonist’in tüm dünyayı kör, sağır, güçsüz bırakışına şahit oluyoruz.

Bunun hesabını yarın çocuklarımıza veremeyiz. “Bunlar olurken siz ne yaptınız” sorusunun cevabı, “İnternette uyutuluyorduk, pardon takılıyorduk tan öteye gitmeyecek maalesef. Biz hiçbir şey yapmıyor, yapamıyoruz. Acziyetimiz utancımızı bile gölgede bırakacak kadar aşağılık.

Medeni(!) Batı, Srebrenitsa Katliamı’nın ardından döktüğü timsah gözyaşlarını yarın haritadan silinecek olan Gazze ve Refah’taki “insanımsı” canlılar için de dökecektir kuşkusuz. Ama ne keşkeler ne verilecek sözler, dünyanın bu ayıbını gizlemeye yetmeyecek.

Vicdanını kısmen dahi olsa koruyabilen Batı’nın Hristiyan vatandaşları sokaklara dökülüp eylemler yapıyor olsa da Siyonistler tarafından o ülkelere atanmış başkan ve bakanları açıkça Siyonizm’in emrinde olduklarını müteaddit defalar kameralar önünde çekinmeden teyit etti. Bir yandan “Filistin’deki gelişmelerden endişeliyiz” açıklamaları yapıp öte yandan İsrail katliamına kesintisiz devam edebilsin diye sadece ABD Kongresi 2025 yılı için kendilerini atayan İsrail’e 14 milyar dolarlık kaynak ayırdı bile. Tabii bu rakam ve destekler sadece açık kaynaklardan edinebildiğimiz bilgi kırıntıları.

Gelelim Müslüman geçinen devletlere. İslam İş birliği Teşkilatının hakkını yemeyelim, her seferinde kınama yayınladılar. Zaten kınama yayınlayınca hem bu dünya da hem mahşer gününde bütün sorumluluk üzerimizden kalktığı için başka bir şeye de gerek kalmıyor! Müslüman geçinen bizler, emin olun yeri geldiğinde gavur olarak addettiğimiz bu insanlardan çok daha fazla aciz, çok daha sorumsuz ve dahi vurdumduymaz bir konumdayız. Onlar sahte veya gerçek tepkilerini bir şekilde ortaya koymak için her fırsatı değerlendirirken bizlerde tık yok.

1 Ocak’ta İstanbul’da düzenlenen “Şehitlerimize Rahmet, Filistin’e Destek, İsrail’e Lanet” yürüyüşünü vareste tutarsak cılız birkaç eylemin haricinde tık yok. Batı’nın aydını da sokaktaki vatandaşı da bir şekilde kendisini ortaya koymaktan çekinmeyerek bizlere âdeta insanlık dersi veriyor.

ABD'de, Columbia Üniversitesinde başlayan ve birçok üniversiteye yayılan Filistin'e destek gösterilerine İngiltere'nin saygın okulları arasında yer alan Oxford ve Cambridge üniversiteleri de dâhil olurken bizim her duruma bir eylem planlama ustası olan üniversitelerimiz ise üç maymunu oynama Oscar’ı almaya hak kazanmış durumda.

Bugün tüm dünya insanlığı olarak sessiz kaldığımız bu vahşetin kanı yarın hepimizi boğacaktır. O masum çocukların çığlıkları bir gece hiç ummadığımız anda kulaklarımızda çınlayacaktır ve o annelerin bedduaları bir gün bizi de yakalayacaktır.