Dr. R. Bülend KIRMACI'nın 28 Şubat 2025 tarihli yazısı: Takım Oyunu!
İş bölümü ve uzmanlaşma, başarı ve refah için temel şartlardır.
Akılcı yaşam, hayatı, ekonomik ve sosyal kurumlarda, çağın gereğince organize etmekle başlar.
İşte bu noktada takım oyunu devreye girer.
Devam edelim...
Somutlayalım...
Örneğin, kazanç, kar amaçlı işletme kuruluşlarının teknolojide ve alt yapının yenilenmesinde sosyal hayatın unsurları olan kâr amacı taşımayan unsurlara oranla daha çabuk uyum sağlayan ve gelişmeleri bünyesine daha hızlı uyumlandıran yapıları vardır.
Ancak bu kuruluşlar, katılımcılık konusunda biraz geriden gelse de son yıllarda giderek bu açığı da kapatmakta ve her işletme kar amacının yanı sıra ve o amaçla da çelişmeyen biçimde, katılımcılık adına kendini yenileyebilmektedir.
Bunda sermaye sahipliği ile işletme yönetiminin ayrılması, daha sonra da yönetim işlevinin giderek uzmanlık dalları arasında paylaşılmasının etkisi olduğu kadar, çok ortaklı işletme türünün giderek yaygınlaşmasının ve ekonomik ilişkilerin öncesinden çok daha fazla uluslararasılaşmasının da etkisi ve katkısı vardır.
Yaşamın seyri kendisini "katılımcılık”, “saydamlık", "teknolojik yenilenme" olarak ortaya koyarken ve bu olgular birbiriyle ile iç içe devinip kendilerini her türlü organizasyona dayatırken, işletmeler de, kuruluşlar da, bu gelişmeleri yansıtmak durumunda kalmışlar, ancak, bu gelişmeleri kavrayış ve yanıtlayış süre ve kapsamları elbette değişkenlik göstermiştir.
Gerçekten de öncelikle işletmeler, klasik anlamda bir kurucu liderin veya ailesinin yönettiği ve yönetimi kan bağına dayalı olarak devrettiği yapılar olmaktan çıkarak, uzman profesyonellerin yönettiği, yönetimin iştirakçi ve hissedarların paydaşlığında denetlendiği genel kurullarla hesap verildiği ve çalışanlarının alınan kararların çoğuna katılım olanakları bulduğu yapılar haline dönüşmektedir.
Çalışanlarının ekonomik hak mücadelesinde sendikaları marifetiyle yönetim ile temas edebildiği, toplu iş görüşmelerinde sözleşme bağıtlayabildiği işletmelerde, üretimi planlama, çıktıyı pazarlama, tüketicinin tepkilerini kaydetme aşamalarının hemen çoğunda çalışanlarının, alt ve orta düzey yöneticilerinin de yer almaya başlaması yadırganacak değil mutlulukla karşılanacak bir gelişmedir.
Bütün işletmeler, organizasyonlar, örgütler aslında kâr amacı gütsünler veya gütmesinler sonuçta sosyal organizasyonlardır ve bu anlamda katılımcılığı artırarak hem içsel bütünleşmelerini etkinleştirmekte hem de dış çevre ile ilişkilerini güçlendirmekte ve bu yolun toplamıyla da yaşama, yarışma, gelişme olanaklarını da artırmaktadırlar.
O arada, sosyal fayda ilkesi, bir sürdürülebilir ekonomik işleyiş anlayışı giderek toplumlarda yaygınlaşmaya başlamıştır.
Bu anlamda ve bağlamda; uzmanlaşmaya dayalı ve kademe kademe alttan başlayıp üst sisteme bağlanan ve birer saat gibi uyumlu çalışan "takımların" oluşturulması elzemdir.
Takım oyunu, mal veya hizmet üretiminde optimizasyon, katılımcılık, düzeltme süreçlerinde etkin denetim ve geri bildirim açısından saydamlık sağlayan yapılanmadır.
Demokratik, çağdaş, bilimsel ve işlevsel olan şirketinden sendikasına, kooperatifinden partisine tüm kurumlar, etkili takımlar kurar ve verimli bir işleyişle tüm topluma da katkı yaparlar...