Şevval Elif KIRAN'ın 18 Mayıs 2023 tarihli yazısı: Tripofobi misiniz?

Herkese merhaba, günlük yaşantımızı etkileyecek hobi ve fobilerimiz mutlaka vardır. Bu yazımda günlük yaşantımızı da olumsuz etkileyen fobilerimizden biri olan “tripofobi” hakkında bilgi vermek istiyorum. Belki bu yazıdan sonra aslında böyle bir bastırılmış fobiniz olduğunun farkına varabilirsiniz.

Öncelikle fobinin tanımından kısaca bahsedeceğim, Hayvan fobileri, yükseklik fobisi, klostrofobi (kapalı veya basık yerlerde bulunamama) gibi yaygın fobiler gibi oldukça ilginç fobilere de rastlanır. Kısaca “delik korkusu” olarak adlandırılan tripofobi de son yıllarda yaygın olarak görülen fobilerden biridir. Bireylerin zararsız ve normal delikler gördüklerinde hoşnutsuzluk ve tiksinme hissetmeleridir. Rahatsızlık uyandıran deliklere görsel olarak maruz kalmayı içerdiği gibi bu delikler insan vücudunda olduğunda şiddeti daha da artmaktadır. Bal petekleri ve nilüfer çiçeğinin baş kısmına ait görseller, tripofobiyi tetikleyen uyaranların başında gelir. Ayrıca; mercanlar, nar, genişlemiş cilt gözenekleri ve ponza taşları da tripofobik reaksiyonlara neden olabilir.

Aslında tam anlamıyla delik korkusu da denir mi bilemiyorum, yolda yürürken karşımıza yıllanmış bir ağaç çıksa, o ağacın gövdesinde bulunan kabukların o iç ürperten görüntüsü bile fobinizi tetikleyen unsurlardan olabilir. Fobiler kişinin iş, sosyal ve günlük yaşantısını etkileyecek şiddete ulaştığında mutlaka tedavi edilmelidir. Tıpkı diğer fobiler gibi tripofobi de çözümü olan bir rahatsızlık türüdür. Uygulanacak tedavi yöntemleri ile tripofobiyi kontrol altına almak ve kişinin yaşam kalitesini yükseltmek mümkündür. Tripofobi özellikle delikli nesnelere, varlıklara veya dikdörtgen, yuvarlak, dışbükey gibi birbirine çok benzer geometrik şekillere karşı aşırı korku, kaygı, stres, tiksinme ve rahatsızlık hissidir.

Günlük yaşantınızı etkilemesine ne kadar izin verirsiniz bu elinizde ama yolda yürürken, toplu taşıma kullanırken, aldığınız bir çiçek saksısında, kullandığınız bir peçete de dahi bu tarz şekilleri görebilirsiniz. Ben ve birçok kişi nesnelerden ziyade, daha gerçekçi görüntülerden etkilenirler. Elde kesilen bir yarıkta oluşan o kan toplanma görüntüsü, vücutta kabuk bağlamış bir yaranın kabuklarına dikkatlice bakmak, zımpara edilmemiş duvarlarda bulunan pütürlük, çok küçük deliklerden oluşan bal peteği bu tarz fobilerimizi tetikleyen unsurlara örnek olsa yanlış olmaz. Bu tarz unsurlarla karşılaştığımızda farklı reaksiyonlar ve tepkiler gösterebiliyoruz. Tiksinme ve rahatsızlık hissi, mide bulantısı, baş dönmesi, kalp çarpıntısı, nefes darlığı, endişe krizleri gibi. Peki fobilerimizi nasıl günlük hayatımızı etkilemeyecek düzeye getiririz ya da getirmeyiz?

Tripofobi major depresyon ve yaygın anksiyete bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıklarla beraber görülebildiği için tedavi bu rahatsızlıklara uygun bir şekilde planlanabilir. Tedavi yöntemi, kişisel tercihlere, önceki deneyime ve stresin şiddetine bağlıdır. Semptomları hafifletmek için kısa vadeli stratejiler yardımcı olabilirken, kaygıda uzun vadeli, sürekli iyileşme öncelikle bilişsel davranışçı terapi ile mümkün olabilmektedir. Bilişsel davranışçı terapi yöntemleri özellikle fobilerin tedavisi için uygundur. Maruz kalma tedavisinin özellikle etkili olduğu kanıtlanmıştır. Amacı, etkilenenlerin korku uyandıran uyaranlarla yüzleşmeleri ve herhangi bir kaçınma veya güvenlik önlemi olmaksızın korkularına dayanmayı öğrenmeleridir. Tekrarlanan yüzleşme egzersizleri ile korku gitgide azalabilmektedir.

Fobilerimize günlük hayatımızı olumsuz hâle getirmeden müdahale etmek bizlere daha iyi hissettirecektir.