Ersan AKBAŞ'ın 28 Ekim 2023 tarihli yazısı: Türk Mucizesini Anlatan En İyi İki Kitap
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunun üzerinden tam 100 yıl geçti. Bu cumhuriyet, doğu toplumlarının parlayan bir yıldızı olarak 29 Ekim 1923 yılında doğdu.
Doğdu diyorum; çünkü kurulması öyle kolay olmadı.
Kendisini yıllarca sömürüp sonra da yok etmek isteyen emperyalist devletleri paramparça ederek kuruldu, bu cumhuriyet.
O nedenle doğuda emperyalist güçleri yere serip boğazına çöken tek devlettir, Türkiye Cumhuriyeti... Başkaldırmıştır. Mazlum milletlere örnek olmuştur.
Yenilemez denilen sömürgeci güçlerin nasıl yenilebileceğini dünya aleme ibretlik edercesine göstermiştir.
Bunu da organize bir şekilde yapmıştır. Hem de Meclisli yapmıştır. Seçilmiş milletvekillerinin iradesiyle gerçekleştirmiştir.
Silahlı kuvvetleri olan ordusu ile zafere giderken Meclisi ile mazlum milletlere böyle durumlarda izlenebilecek yol haritasını göstermiştir.
Emperyalist güçlerin kabullenemediği korkunç gerçek budur!
Doğudan bir toplumun çıkıp da sadece silahlı gücü ile değil, Meclisi ile böyle bir zafere ulaşması onların korku filmi olmuştur.
Bunu gerçekleştiren dahi ismin Mustafa Kemal Atatürk olduğu gerçeğini yüzyıl geçse de içlerine sindirememelerinin sebebi budur.
Sömürebilecekleri ve köleleştirebilecekleri doğu toplumlarının içinden yeni Mustafa Kemallerin çıkmasından nefret etmelerinin nedeni de budur.
Tam bağımsız toplumlar, batı emperyalizmi için ölüm demektir.
İşte! Mustafa Kemal Atatürk, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur.
Mazlum milletlere ışık olan Türk mucizesinin de önderidir.
Türkiye’de ve dünyada bu mucizeyi anlatan binlerce kitap yazılmıştır. Ancak bunlar arasından ikisi var ki yerleri bambaşkadır.
Birisi bizzat mucizeyi gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk’ün kaleme aldığı Nutuk…
Diğeri yıllarca Atatürk’ün yanında yer alıp onu yakından gözlemleyen yaptığı devrimlere şahit olan Falih Rıfkı Atay’ın yazdığı Çankaya…
Nutuk’ta bir liderin kendi halkına nasıl hesap verdiğine bizzat şahit oluruz.
Öyle şahsi bir anlatım yoktur. Belgelerle hesap verilmiştir.
Atatürk’ün, dönemin elektronik postası kabul edebileceğimiz telgraflarla bir mücadeleyi nasıl organize ettiğine şahit oluruz, Nutuk’ta… Ağzınız açık kalır.
Birçok büyük ismin ise o telgraflarda nasıl teslimiyetçi olduğuna tanıklık ederiz. Yine ağzınız açık kalır.
Bir liderin nasıl büyük düşündüğünü, ilmek ilmek nasıl Cumhuriyet kurduğunu bu belgeler, tarih önünde bize açıklar.
Nutuk, emperyalizme bir başkaldırı isyanının destanıdır. Doğu toplumlarının 20. yüzyıldaki Orhun Anıtlarıdır.
Tam bağımsız bir devlet nasıl kurulur? Nutuk’ta tek tek anlatılmıştır.
Emperyalizmin bu nedenle yeryüzünde yok etmek istediği baş kitaplardan birisidir. Bu yüzden önemi her geçen dönem bir kat daha artmaktadır.
Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya kitabı ise Türk mucizesini bir film izlercesine anlatır. O dönemi kelimenin tam anlamıyla resmeder. Kitabı okudukça dönemi yaşarsınız ve gözünüzde canlandırırsınız.
Atatürk’ü en iyi anlatan özgün kitaplardan biridir. Onun liderlik dehasının nasıl bir Cumhuriyet kurduğuna şahitlik edersiniz.
Mustafa Kemal’in nasıl bir hesapçı, başarı hesapçısı olduğunu görürsünüz.
Mesela herkes 1921’i yaşarken onun nasıl 1922 Ağustos’unun son haftasını yaşadığını bizzat tanıklık edersiniz.
Ölüm kalım günlerinde hiçbir zaman zar atmadığını, satranç oynadığını anlarsınız.
Mustafa Kemal’in bir Meclisçi olduğunu, Meclissiz yaşayamayacağını öğrenirsiniz.
Kurtuluş Savaşını meclisle birlikte kazanıp Cumhuriyeti meclis iradesiyle kurduğunu Çankaya’nın satırlarında bulursunuz.
Dönemin emperyalist düşüncesini en iyi yansıtan ifadeleri de kitapta görürsünüz.
Öyle ki Lozan Anlaşması imza töreninde bulunan meşhur bir Amerikalı yazarın, “Garbın şark önünde eğilişi, hiçbir zaman bu kadar aşağıca olmamıştır” ifadeleri, bu kafa yapısının bir milleti nasıl tarihten silmek istediğine bu kitapta defalarca şahit olursunuz.
Türk mucizesinin tanıklığını yapan bu kitaplar mutlaka okunması gereken kitaplardır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş mucizesini en iyi anlatan kitaplar, Nutuk ve Çankaya’dır.
Türkiye Cumhuriyeti, tam bağımsızlık felsefesiyle doğunun, emperyalist güçlere karşı kazandığı bir zaferdir. Cumhuriyet mazlum milletlere parlayan yıldız olmuştur.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu nedenle bu parlayan yıldızı Türk Gençlerine emanet etmiştir:
“Yükselen yeni nesil, istikbal sissiniz. Cumhuriyeti biz kurduk onu yükseltecek ve yaşatacak olan sizlerseniz.” demiştir.
Gençlerin muhtaç olduğu kudretin de damarlarındaki asil kanda mevcut olduğunu bizzat Nutuk’taki Gençliğe Hitabesinde vurgulamıştır.