Faruk KELEŞTİMUR'un 6 Nisan 2024 tarihli yazısı: Üç Devlet Bir Millet!

Daha önce Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak katılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile alakalı Türk dünyasının geleceğine ilişkin bir önemli ve stratejik gelişme daha kaydedildi:

Azerbaycan-KKTC Parlamentolararası Dostluk Grubu kuruldu.

Tarihî önemi çok yüksek olan bu adım, Azerbaycan Meclisi’nde oybirliği ile kabul edildi. Akabinde her iki liderin de çok net mesajları oldu:

“Türk dünyası bizim ailemizdir, Türk dünyasıyla ilişkilerimizi güçlendirmeliyiz” dediler.

Türkiye, Azerbaycan ve KKTC; millet ve din birliğinin yanı sıra özellikle dil birliğini birbirini tam anlamıyla anlayacak ve konuşacak ölçüde sağlayan üç devlet olmasına rağmen bu müşterekliğin hak ettiği seviyede bir insicam, malesef uzun yıllar oluşturamadı.

Bunun en önemli ve güncel sebebi ise zaferle neticelenen Karabağ meselesiydi.

Zira Azerbaycan ile KKTC arasında ne zaman pozitif gelişmeler yaşansa ve bu süreçlerin Azerbaycan’ın KKTC’yi tanımasına yol açacak sonuçları ne zaman belirse Karabağ sorunu üzerinden iki devletin ilişkilerinin zayıflaması yahut soğuması sağlandı.

Buna göre Azerbaycan KKTC’yi tanırsa buna mukabil Rum ve Yunan ile kendilerine yandaş onlarca ülke, Ermeni işgali altındaki Karabağ’ı tanıyacak, sadece tanımakla kalmayıp ileri düzeyde ve etkili ilişkiler geliştirecek.

Bu şantaj dili her fırsatta Rum ve Yunan tarafından kullanılmak suretiyle Azerbaycan-KKTC ilişkilerinin ilerlemesinin önüne geçilmiş oldu.

Türkiye de mezkûr dönemlerde KKTC ile alakalı bilhassa AB süreçlerinden kaynaklı olarak bugünkünden farklı bir tutum ve söylem içindeydi ve dolayısıyla “üç devlet bir millet olma” yolundaki ilerleyişe doğru katkılar sunamıyordu.

Bu serüven içinde bugün gelinen nokta Türkiye ve Türk dünyası açısından umut ve heyecan verici olmakla birlikte oldukça derin ve stratejiktir.

BM Güvenlik Konseyi kararı mevcudiyetini korurken KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye statüsüyle dâhil edilmesi, bağımsız, müstakil ve kararlı bir duruşun neticesi olmuştur.

Türkiye-Azerbaycan birlikteliğinin ve kararlılığının neticesinde ulaşılan Karabağ Zaferi ile birlikte Azerbaycan’ın KKTC ile ilişkilerini dondurmak ve yavaşlatmak üzerine Rum’un ve Yunan’ın kullandığı en önemli koz ortadan kalkmış ve bugünkü gelişmelerin ortaya çıkması sağlanmıştır.

Azerbaycan ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dostluk Grubu’nun kurulmuş olması bütün bu süreçlerden dolayı tarihî kıymeti çok yüksek bir vakadır.

Bu gelişmenin ilhamı ve coşkusuyla diyebiliriz ki; “üç devlet bir millet” yolculuğu Türkiye’ye ve Türk dünyasına hayırlı olsun!