Kadriye CİRİTCİ'nin 9 Ocak 2024 tarihli yazısı: Asansör

Değerli okurlarım, bu hafta yine tarihin derinliklerine yolculuk yapalım istedim. Günümüzün vazgeçilmez araçlarından asansörü ve tarihçesini köşeme taşıdım. Günlük hayatımızda vazgeçilmez bir yeri olan asansörün yazılı geçmişi M.Ö. 3. yüzyıla kadar gitmektedir. Arşimet tarafından tasarlanan ilk asansör, Roma saraylarında hizmet vermiştir. Tarihte taşıma, şato ve kalelerde merdiven kapı yerine savunma amaçlı olarak kullanılarak 17. yüzyıla kadar gelmiştir.

O dönemlerde kendir halatlı bu sistemlerde insan ve hayvan gücünün kullanıldığı bilinmektedir. 17. yüzyılda sanayi devriminin başlaması ile binalar yükselmeye başlamış, fabrikalarda asansör kullanılmasına gereksinim artmış ve asansörlerde karşı ağırlık kullanılmasına geçilmiştir. Konutlarda ilk asansör 1857 yılında New York'ta kurulmuştur. Buharla çalışan bu asansörden sonra gelişim çok hızlı olmuş, 1880 yılında asansörlerde elektrik motoru kullanılmaya başlanmıştır. Eyfel Kulesi’ne kurulan asansör de bu ilklerden biridir. Bir diğer asansör, Elevador de Santa Justa’dır (Santa Justa Asansörü). Portekiz'in başkenti Lizbon'da bulunan ve 1900'lü yıllarda Baixa ve Bairro Alto'yu birbirine bağlamak için kurulan Neogotik tarzdaki asansördür. Aynı zamanda Carmo Lift olarak da bilinir.

Yolcu taşıyan ilk asansör, -tarihteki de ilk asansör-, 1743 yılında Versay Sarayı’nda, Kral XV. Louis’nin özel dairesine monte edilmiştir. Hikâyesi bir hayli ilginç. Kral, ikinci katta metresi Bayan Chateauroux için bir daire hazırlatır, kendi dairesi ise bir alt kattadır. Canı istediğinde kolayca ve çabuk biçimde bir üst kata çıkabilmek için bu asansör projesi gerçekleştirilir. Binanın dışında olan asansöre kral, dairesinin balkonundan binerek üst kata ulaşır. “Uçan iskemle” diye adlandırılan bu ilk asansör, bazı ağırlık dengeleriyle hareket eder ve insan gücüyle çalışır. Oda, uçan iskemle gibi isimlerle anılan bu sisteme 1867 yılında “asansör” ismi verilmiştir. Bir iş merkezine yerleştirilen ilk asansör ise Elisha Graves Otis tarafından yapıldı. Bu asansör, 23 Mart 1857 günü, New York’un Broadway semtinde beş katlı bir binaya takıldı. Daha önceleri yük taşıyan asansörler yapan Otis, aynı zamanda insan taşıyan ilk asansörleri de üretti. Broadway’e yerleştirilen ilk asansörün maliyeti 300 doları bulmuştu. Asansör takılan ilk otel ise yine Amerika’da New York’taki altı katlı “Fifth Avenue Hotel”dır. Asansör, 23 Ağustos 1859 günü Bostonlu O.Tuft tarafından takılmıştır. Yine takip eden yıllarda, 1868’de New York’taki Equitable Life Assurance Building’e asansör takıldı ve bu, bir iş hanına takılan ilk asansör oldu.

Yüksek hızlı asansörlerin bulunması, ABD’de şehircilik ve mimarinin yeni boyutlar kazanmasını sağladı. O güne değin yatay olarak büyüyen kentler, dikey olarak büyümeye başladı. Başta New York olmak üzere birçok kentte çok katlı binalar hızla çoğaldı. Teknik olarak çok uzun yıllar önce düşünülen gökdelenler, yüksek hızlı asansörün bulunuşuyla hayata geçirildi.

Türkiye tarihinde ilk asansör sistemi, İstanbul'un Beyoğlu ilçesindeki Pera Palace Hotel’de yapılmıştır. Pera Palace’ın inşası, 1892 yılında Fransız Mimar Alexeander Vallaury tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu asansör 1895 yılında faaliyete geçmiş ve tarih sayfalarında yerini almıştır. Türkiye’de de asansörün geçmişe uzanan güzel hikâyeleri vardır. Bu bağlamda İzmir’de bulunan tarihi asansörden söz etmeden geçmek olmaz. İzmir'in Karataş bölgesi tarih boyunca taş ocağı olarak kullanıldığından sahil şeridi, bugünkü Mithatpaşa Caddesi ile yukarıdaki Halil Rıfat Paşa semti uçurumlarla birbirinden ayrılmıştı. İki semt arasına Türklerin “Karataş Merdivenleri”, yukarıdaki semte yerleşen Yahudilerin “Devidasların Merdiveni” adını verdikleri merdivenler yapıldı. Merdivenlerin üst kısmında Devidas Ailesi’nin evi, aşağıda ise oranın en büyük evi olan Nesim Levi (Bayraklıoğlu) adlı tacirin evi bulunuyordu. Baba Devidas'ın bir gün merdivenlerde düşüp ayağını kırmasından sonra dostu Nesim Levi'nin Avrupa şehirlerinde gördüklerine benzer bir asansör yapma fikrini geliştirdiği anlatılır. Asansör kulesi Marsilya'dan getirtilen tuğlalar ile yapılmış, inşaatı 1907'de tamamlanmıştır. 1942 yılında satılıncaya kadar geliri Karataş Musevi Hastanesinin giderlerini karşılamakta kullanılmıştır. Seyir terasları ve kafeler bulunan asansör, tarihi dokusuyla da ziyaretçilerini büyülemeye devam etmektedir.

Gelelim Ankara’da bulunan ilk asansörlü apartmana. Erzurumlu Nafiz Bey Apartmanı, Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan tarihi bir apartmandır. 1922 yılında, dönemin önde gelen müteahhitlerinden olan Nafiz Kotan tarafından yaptırılan bina, şehirdeki ilk kaloriferli ve asansörlü apartman olma özelliğine sahiptir.

Peki Nafiz Kotan kimdir? Erzurumlu Nafiz Bey, 1913’te ailesiyle birlikte İstanbul’a yerleşmiş, İstanbul ve Ankara’da tacirlik, müteahhitlik yapmıştır. Milli Mücadele döneminde Atatürk’ün en büyük destekçilerinden olmuştur. İtalya’dan uçak alıp getirtmiş, bu uçakları orduya hibe etmiş, İstanbul’dan Anadolu’ya yapılan sevkiyatlarda etkin rol oynamış ve tüm mal varlığını satarak Atatürk istediği zaman kullanabilsin diye bir bankaya yatırmıştır. Türkiye İş Bankası, Ankara Palas, Marmara Köşkü ve Etnografya Müzesi gibi yapılar da müteahhitliğini yapan Nafiz Kotan’ın (Erzurumlu Nafiz Bey) ismini taşımaktadır.

Şimdilerde bina, camları kırık, çürümeye bırakılmış atıl hâldedir. Umarım müze yapılması ile ilgili çalışmalar en kısa zamanda başlatılır ve tarihi değerlerimiz korunur. 

Saygılarımla…