Kadriye CİRİTCİ'nin 20 Ağustos 2024 tarihli yazısı: General Harington (1872-1940)

Değerli okurlarım, bu hafta General Harrington kupası ile ilgili bir okurumun ricası üzerine bir yazıyı kaleme aldım. Doğma, büyüme Fenerbahçe li olarak benimde bilmediğim küçük detayları keyifle öğrendim ve inanın gurur duydum sizlerle paylaşmak istedim. Aslında tarih sayfalarında çokça bilgi bulunuyor. Araştırıp detaylı okumanızı öneririm.
General Harington Kupası nasıl ortaya çıkmış birlikte bir göz atalım. 

1872 yılında Chichester’da doğan Charles Harington, 1892 yılında İngiliz Kraliyet Askerî Akademisi’nden mezun oldu ve aynı yıl Liverpool Kraliyet Alayı’na Üsteğmen rütbesiyle atandı. İlerleyen süreçte Güney Afrika’da görevlendirilen Harington, 1899 yılında II. Boer Savaşı’na katıldı. 1900 yılında Yüzbaşılığa terfi eden Harington’a İngiltere’de çeşitli görevler verildi. I. Dünya Savaşı’nda Fransa’ya yardım için Batı cephesine gönderilen subaylar arasında yer alan Harington, muhtelif çatışmalarda İngiliz birliklerine komuta etti ve rütbeler alarak generalliğe yükseldi. Ardından Genel Kurmay Başkan Yardımcılığı’na atanan Harington, bu vazifesi esnasında İrlanda ve Hindistan’da ortaya çıkan İngiliz karşıtı eylemler nedeniyle oldukça zorlandı. İngiliz General Reginald Dyer’in emriyle13 Nisan 1919 tarihinde Hindistan’da gerçekleştirilen Jallianwala Bagh (Amritsar) katliamı soruşturması sırasında Harington’a,suçlamaları sumen altı ettiğine dair eleştiriler yöneltildi.İngiliz hükûmetibu süreçte eleştirilerle yıpranan Harington’u İtilaf Devletleri’nin işgali altındaki İstanbul’da kritik bir vazifeye atamayı uygun gördü.

Gelelim General Harington Kupasına;

Birleşik Krallık işgal kuvvetleri komutanı General Charles Harrington’un İstanbuldan ayrılırken kendi adına düzenlediği futbol maçıdır. 

İngiliz Başkomutan Harington kendi adını taşıyan kupa için oynayacak takımı seçmek amacıyla bir hazırlık turnuvası düzenlendi ve bu turnuva sonunda üç takım ön plana çıktı: Irish Guards, Grenadiers Guards, Coldstream Guards. General bu üç takımın en iyi elemanlarının iyi bir çalışmaya tabi tutulmaları emrini verdi. Ayrıca General Cebelitarık ve Mısırda’ki İngiliz askerî güçlerinden, hepsi profesyonel birer futbolcu olan dört oyuncu getirtmişti. Harington bu takımın adının "Coldstream Guards" olmasını istedi.

General'in gazeteye verdiği ilan:
"Gardler Muhteliti Türk kulüplerine meydan okuyor. Galibine, Başkumandanın adını taşıyan büyük bir kupa verilecek bu maça Türk kulüpleri diledikleri gibi takviye de alabilirler."

Fenerbahçe'nin generale cevabını gazeteye şu ilanı vererek gönderdi:
"Fenerbahçe Kulübü yalnız kendi kadrosuyla bu maçı şartsız olarak kabul eder."

Bu millî Özgürlüğe Yürüyüş maçında her ne kadar Galatasaraylılar "Aslan Nihat Bekdik dahil tüm kadromuzdan istediğinizi kadronuza dahil edebilirsiniz. Yeter ki şu mağrur İngilizleri yenin" deseler, Beşiktaş da yenilenmiş kadrosunu teklif etse de, Fenerbahçeliler "Teşekkür ederiz! Şu an kadromuz formda ve onları yenebilecek güçteler. Ama bu dostluğunuzu asla unutmayacağız." sözleri Galatasaray ve Beşiktaşlılar üzerinde büyük bir millî direniş etkisi yaratmıştır. Galatasaray Lisesi önünden öğrenciler ve Beşiktaşlı gençlerin Türk bayrakları ile bu maça gitmeleri bunun en büyük göstergesidir.

29 Haziran 1923 tarihinde, Taksim Stadın’nda  çok büyük bir seyirci topluluğu önünde İngiliz başkumandanın oluşturduğu karma İngiliz takımına karşı Fenerbahçe kendi kadrosu ile karşı karşıya geldi.

Fenerbahçe bu maça şu kadrosuyla çıktı:

Şekip Kulaksızoğlu
Hasan Kamil Sporel(Kaptan)
Cafer Çağatay
Kadri Göktulga 
İsmet Uluğ
FahirYeniçay
Sabih Arca
Alaattin Baydar
Zeki Rıza Sporel
Ömer Tanyeri
Bedri Gürsoy

Fenerbahçe bu maçı Zeki Rıza Sporel’in iki golüyle 2-1 kazandı. Fenerbahçeli futbolcular seyircilerin omuzları üzerinde stattan çıkarılmışlar ve Beyoğlu caddelerinde büyük sevgi gösterileri arasında dolaştırılmışlardır.

Maç gecesi Lozan Konferansı’nda bulunan Türk Heyetine de bu galibiyet haberi ulaştığında heyet başkanı İsmet Paşa tarafından Fenerbahçe kulübüne "Heyetimiz adına hepinizi mutlulukla tebrik eder, meserretle gözlerinizden öperim." dediği bir kutlama telgrafı gönderilmiştir.

Sonra dedim ki; “İyi ki Fenerbahçeliyim.”

Saygılarımla.