Betül Gökçe AKGÖL'ün 29 Kasım 2024 tarihli yazısı: Başarısızlık, Aslında Başarıya Giden Yol mu?
Hayatta her bireyin başarmak istediği hedefler vardır. Ancak bu hedeflere ulaşmak, genellikle düz bir yolculuk değildir. İnsan, çoğu zaman tökezler, yanlış kararlar alır ya da beklemediği engellerle karşılaşır. Bu anlarda, başarısızlık bir son gibi görünebilir. Peki ya başarısızlık, aslında başarıya giden yolun ta kendisiyse?
Tarihe baktığımızda, pek çok büyük başarının ardında birçok başarısızlık olduğunu görürüz. Edison, ampulü icat etmeden önce yüzlerce kez denediğini, her denemesinin bir öğrenme fırsatı olduğunu söylemiştir. Walt Disney, kariyerinin başında işten kovulmuş, "hayal gücü eksikliği" ile eleştirilmişti. Bugünse onun yarattığı hayaller dünyası milyonları etkiliyor. Bu örnekler, başarısızlıkların birer hata değil, bir öğrenme süreci olduğunu açıkça gösteriyor.
Başarısızlık, bir durak noktası değil, bir dönüş noktasıdır. İnsan hata yaptığında, o hatalardan ders çıkarır. Hangi yolun işe yaramadığını öğrendiğinizde, hangi yolun işe yarayabileceğine dair ipuçları da kazanırsınız. Başarı, yalnızca pes etmeyenlerin hikayesidir.
Ancak başarısızlıkla başa çıkmak, cesaret gerektirir. Çünkü başarısızlık genellikle korkutucu ve utanç verici bir his yaratır. Toplum, çoğu zaman hataları küçümser, oysa hatalar öğrenmenin bir parçasıdır. Kendimize şunu hatırlatmalıyız: Başarısızlık bizi tanımlamaz, aksine bizi büyütür.
Eğer bir hedefiniz varsa ve bu yolda zorluklarla karşılaşıyorsanız, durup düşünün: Bu zorluklar sizi durdurmak için mi, yoksa güçlendirmek için mi karşınıza çıktı? Belki de o anda yaşadığınız başarısızlık, sizi hayal ettiğiniz başarıya daha da yaklaştırıyordur. Unutmayın, başarısızlık, yalnızca bir deneme biçimidir ve bu denemeler olmadan gerçek başarıya ulaşmak imkânsızdır.
Başarısızlık, başarının düşmanı değil, yol arkadaşıdır. Önemli olan, bu arkadaşı nasıl karşıladığınız ve ondan ne öğrendiğinizdir. Çünkü her başarısızlık, içinde bir başarı tohumu saklar.