Ramazan DURMUŞ'un 20 Mayıs 2023 tarihli yazısı: "Gençlik Hutbesi" içimi acıttı!

19 Mayıs 1919, Türk'ün yeniden dirilişinin tarihi...

Ölü toprağını üzerinden atan ecdadın varoluş hikayesinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde dünyaya ilan edilişinin şanlı yılı...

Çok şükür yeni bir yüzyıla girerken 104. yıldönümünü de geride bıraktık 19 Mayıs'ın...

Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını hep birlikte kutladık...

Bu anlamlı yıldönümü benim için daha da farklılaşıyor. 

Bir yanda Türkiye'nin doğuşu, diğer yanda benim de ad günüm 19 Mayıs... 

70'ini geride bırakırken bu ömrün yarım asrı geçen bölümünü medya sektöründe yaşamak da ayrı bir gurur kaynağı benim için...

Neyse konuumuza dönelim...

Nedense milli günlerimizde sağırlaşan, gayri milli bir hüviyete bürünen bir Diyanet Kurumumuz var!

Buna dün Cuma Hutbesinde bir kere daha tanıklık ettik...

Demetevler Kızılırmak Camii Şerifinde nasip oldu Cuma namazını eda etmek...

Camiye girdiğimde duyduklarım sevindirici, bayrama has kurgu muhteşem idi..

Bünyamin Hoca, hutbeyi gençlik bayramında bir gencimizin okuyacağını ve namaza da imamlık edeceğini duyurunca duygulandım...

Bir aferin çektim bu mizanseni hazırlayanlara...

Sonra merakla Cuma Hutbesine odaklandım...

Maşallah gencimiz hakimdi minbere de hutbeye de..

Ancak hutbenin içeriği yine içimi acıttı...

Milli bir şahlanış gününe hem kör hem sağırdı yine Diyanet Kurumu...

Oysa Cuma Hitbesinin başlık muhteşem!

"Gençlerimiz, milli ve manevi değerlerimizin emanetçisidir!"

Edep ve ahlak, sevgi ve saygı, sabır ve yardımlaşma gibi erdemler üzerine dolu dolu bir hutbe...

Hakikat arayışı ve tevhit mücadelesinde Hz. İbrâhim örneğ!

Nefsani istek ve arzular karşısında “Ben Allah’a sığınırım” diyen Hz. Yûsuf gibi olmak vardı ki, hutbeye yakıştı!

İffet ve onur abidesi Hz. Meryem gibi olma azmi vardı yerinde bir örnek..

Ashâb-ı Kehf gibi sarsılmayan bir duruş örneklendi ki o da elbette dosdoğruydu...

Gençliğin yegâne rehberi, güzel ahlakın timsali, âlemlere rahmet Peygamberimiz (sas) vardı hutbede ki, kimsenin itirazı yok, olamaz da...

Allah'ın arslanı Hz. Ali Efendimiz vardı kim ne diyibilir ki!

Şanlı ecdadımız, dinimiz, devletimiz, milletimiz ve mukaddesatımız uğruna canını feda eden aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz dendi de bir kez evet bir kez olsun Türkiye Cumhuriuyeti Devleti'nin doğuşunun 104. yıldönümü olan 19 Mayıs Atatürk'ü Anhma, Gençlik ve Spor Bayramından söz edilmedi..

Bağımsız Türkiye Cumhurieti'ni bizlere emanet eden "Bütün ümidim gençliktedir" diyen.Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten hiç söz edilmedi, adı yine anılmadı varlığını O'na borçlu olan Diyanet Kurumunun hutbesinde...

"Gençlik Hutbesi" içimi acıttı vesselam....

Bugünkü feryadıma Yüce Atatürk'ün Türk gençliğine seslenişlerinden bir bölüm ile nokta koyalım:

"Ey Türk gençliği!

Birinci vazifen Türk istiklal ve cumhuriyetini ilelebet korumak ve müdafaa etmektir.

Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."

Çok şükür o "Asil kan" bir gün ceddine layık hutbeleri de o minberlere taşıyacaktır!

Yeni bir yazıda buluşmak umuduyla...