Kadriye CİRİTÇİ'nin 25 Nisan 2023 tarihli yazısı: Hayat Her Gün Bayram Olsun

Acısıyla, tatlısıyla dini ve milli iki bayramımızı bir arada kutladık. Dini bayramımız olan Ramazan Bayramı ile egemenliğimizi ilan ettiğimiz ilk ulusal bayramımız, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ebedi liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bütün dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve TBMM’nin açılışının 103. yıl dönümü.

Bayramlar; birlik ve beraberliği güçlendiren, sevgi, saygı ve hoşgörüyü öne çıkartan sosyal ve kültürel işlevleri olan kutlamalardır. Ülkemizde yaşanan büyük deprem felaketinin ardından geçen zamana rağmen henüz yaralar sarılmış değildir ve acımız büyüktür. Kalbimiz depremlerde ailelerini, yakınlarını kaybetmiş canlarımızla birliktedir. Bu bayram hepimiz hüzünlüyüz, eksiğiz, buruğuz…

Her şeye rağmen eminim ki ülkece küçük-büyük hepimizin umutlarının yeşereceği, heyecanla ve coşkuyla kutlayacağımız dini ve milli bayramlarımızın daha nicelerini huzurla ve sevgiyle, birlik ve beraberlik içinde milletçe göreceğiz.

Hayat, mucizeler içeren uzun bir yolculuktur. İndiğimiz durak, yolculuğumuzun sona erdiği ve artık başka bir boyuta geçeceğimiz son durağımızdır.

İşte o an dünya hayatına veda zamanımızdır. Yaşamımız devam ederken her günü bayram gibi yaşamalı, mucizelere inanmalı ve bu harika hayat yolculuğunun keyfini çıkartmalıyız. Unutmayalım ki devam eden hayat yolculuğunda sadece yolcular değişir ve olağanüstü bu yolculuk yeni yolcularıyla yoluna devam eder. Geride bıraktığımız her ne varsa, iyi ya da kötü anılmamıza vesile olacaktır. Onurlu, erdemli, bu dünyaya ve gelecek nesillere güzel eserler bırakmak bu bağlamda önemlidir.

Yaşadığımız çağın zorluklarına rağmen insan her günü sıfırdan başlayarak yaşamalı yani her yeni günde küllerinden yeniden doğmalıdır, tıpkı Anka kuşu gibi... “Umut, fakirin ekmeğidir” derler ya, zenginin de ekmeği olmalıdır. Yaşayan ve nefes alan tüm canlıların her zaman umuda ihtiyacı olduğu asla unutulmamalıdır. Hayat ile cilveleşmek, bayram şekeri tadında olmalı ve kazanılan her zaferde bir şekerle daha damaklar tatlandırılmalıdır. Yorgun dünyanın yorgun insanları değil, onca yenilgiye rağmen yüzleri gülen, hayatın her gününü bayram tadında mutlu yaşayan insanlar olunmalıdır.

Devam eden hayatın aslolan yüzünü göz önünde bulundurmadan geçmek olmazdı elbette. Kalbinin, kendinin değerini bilen insanlar için bana göre hayatın her günü bayram günü gibidir. Onlar; yormadan, yorulmadan, kırmadan, kırılmadan yaşayan adeta hayatın yaşam ustalarıdır.

Eskilerden bir şarkı dolanıverdi dilime. Bayram tadında yaşanacak hayatlar için yazılmış sanki. Sözlerini okuyunca bana hak vereceğinizi düşünüyorum. Şarkıcı ve söz yazarı olan Şenay Yüzbaşıoğlu’nun sözlerini yazdığı ve söylediği 70’li yılların o unutulmaz şarkısını birlikte mırıldanalım mı ne dersiniz?

HAYAT BAYRAM OLSA

Şu dünyadaki en mutlu kişi, mutluluk verendir

Şu dünyadaki sevilen kişi, sevmeyi bilendir

Şu dünyadaki en güçlü kişi, güçlükten gelendir

Şu dünyadaki en bilgin kişi, kendini bilendir

Bütün dünya buna inansa, bir inansa

Hayat bayram olsa

İnsanlar el ele tutuşsa

Birlik olsa

Uzansak sonsuza

Şu dünyadaki en olgun kişi, acıya gülendir

Şu dünyadaki en soylu kişi, insafa gelendir

Şu dünyadaki en zengin kişi, gönül fethedendir

Şu dünyadaki en üstün kişi, insanı sevendir

Bütün dünya buna inansa, bir inansa

Hayat bayram olsa

İnsanlar el ele tutuşsa

Birlik olsa

Uzansak sonsuza

Şarkının sözleri öyle anlamlı ki adeta dünyayı, hayatı bayram yerine çevirmeye yetiyor. Hayatı her gün bayrama çevirmek için inanın hiç birimiz geç kalmış değiliz. Ağzımızın tadını yerine getirmek, mutlu insan olmak, sevmek, sevebilmek, acıya gülmeyi bilip, mutluluklarla coşkun sel gibi akıvermek hiç de zor değildir. Her şey istemekle, kalbimize kulak vererek doğru seçimler yapmakla başlar, yeter ki istemeyi bilelim, acılara son vererek hep birlikte el ele dünyayı bayram yerine çevirelim.

Çocuklarımızın gözlerindeki o çocuk gülümsemeleri kimselerin soldurmasına izin vermeden, onlara güzel bir dünyada özgürce yaşama şansı verelim ve araştıran, sorgulayan, öğrenme yetisini geliştirmiş, üreten, vicdanlı, saygılı, kalbinin sesine kulak veren mutlu çocuklar yetiştirelim. Hayatın her gününün bayram gibi yaşandığı bir dünyayı çocuklarımızdan esirgemeyelim.

Çocuklar değerlidir, dünya toplumlarının aydınlık geleceğidir. Atatürk, çocukları her zaman önemsemiştir ve şu sözleriyle çocukların ne kadar değerli olduklarını ifade etmiştir: “Çocuklar, geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir." - Mustafa Kemal Atatürk

Ve çocuklarımız; umutlarımız, yarınlarımız…

Sevgi ve saygılarımla…