Betül Gökçe AKGÖL'ün 22 Nisan 2025 tarihli yazısı: Çocukların Bayramı, Umudun Bayramı: 23 Nisan

Takvimler 23 Nisan’ı gösterdiğinde, içimizi tarifsiz bir coşku kaplar. Bu tarih yalnızca bir bayram değildir; umutların, gözyaşlarının, fedakârlıkların ve çocuk gülümsemelerinin birleşimidir. Her 23 Nisan’da, bir milletin küllerinden doğarak kurduğu Meclis’in ilk adımlarını, bir ulusun kaderine yön verdiği o tarihi günü anımsarız. Ve belki de en anlamlısı, bu tarihi çocuklara adayan bir liderin yüreğini hissederiz: Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü.

Bir Milletin Yeniden Doğuşu

23 Nisan 1920, işgal altındaki bir ülkenin “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek ayağa kalktığı gündür. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Ankara’da açılması, bağımsızlık mücadelesinin resmen başladığını ilan ediyordu. Bu Meclis, cephelerde savaşan, köylerde sabanla toprak süren, evladını cepheye gönderen halkın temsilcisiydi. Atatürk’ün önderliğinde, halkın kendi kaderine sahip çıktığı o gün, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atılmıştı.

Dünyada Bir İlk: Çocuklara Armağan Edilen Bayram

Ancak bugünü bu kadar özel kılan şey yalnızca siyasi bir zafer değil. Atatürk, 23 Nisan’ı yalnızca Meclis’in açılış günü olarak değil, aynı zamanda “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak ilan etti. Çünkü Atatürk, bir ülkenin geleceğinin çocuklarda olduğunu biliyordu. Onlar yalnızca birer birey değil, milletin yarınlarını taşıyacak yüreklerdi.

Bu, dünyada bir ilkti. İlk kez bir lider, bir ulusun kaderini çocuklarla bütünleştirmişti. Bu, yalnızca bir hediye değil, aynı zamanda büyük bir sorumluluğun teslimiydi.

Gülümseyen Yüzlerde Saklı Gelecek

Her 23 Nisan’da süslenen okullar, neşe içinde koşuşturan çocuklar, şarkılar, danslar, gösteriler… Hepsi yalnızca bir kutlama değil; aynı zamanda bir mirasın, bir şükranın ve bir umudun ifadesidir. Bu bayram, çocukların hak ettiği sevgiyle, şefkatle, eğitimle ve barışla büyümesi için bir çağrıdır. Her çocuk gülümseyebilsin, her çocuk oyun oynayabilsin, her çocuk eşit şartlarda hayata başlayabilsin diye...

Bugün, Daha Fazla Sorumluluk

23 Nisan yalnızca bir geçmişe saygı değil, aynı zamanda geleceğe verilen sözdür. Bugün çocuklarımızı korumak, eğitmek, düşüncelerini özgürce ifade edebilecekleri alanlar yaratmak zorundayız. Çünkü onlar sadece bugünün değil, yarının mimarlarıdır.

Ve unutmamalıyız ki, Atatürk’ün bize bıraktığı bu bayram, yalnızca Türk çocuklarının değil, dünyadaki tüm çocukların barış içinde yaşayabileceği bir dünyanın sembolüdür.

Bir Bayramdan Fazlası…

23 Nisan, gözyaşıyla yazılmış bir tarihin, çocuk gülümsemesine dönüştüğü gündür. Bu yüzden her 23 Nisan sabahı, içimizde yeniden doğan o umutla güne başlarız. Bayraklarla süslenen sokaklar, cıvıldayan çocuk sesleri, geleceğe atılan her adımda Atatürk’ün “en büyük eserim” dediği Cumhuriyet’i hissederiz.

Ve o gün, gökyüzüne bakan her çocukta aynı şey görünür: Özgürlük, umut ve sevgi dolu bir gelecek.