Sevdenur NAMALAN'ın 14 Haziran 2023 tarihli yazısı

Sosyal politika, gelişmiş ülkelere özgü toplum üyelerinin vatandaşlık haklarına dayanan bir gelişmedir. Devletin amacı toplumsal sınıflar ve çıkarlar arasında uzlaşma sağlama ihtiyacıdı yar. Sosyal politika ilk başlarda işçi sınıfının haklarını korumaya yönelik ortaya çıkmışsa da daha sonra vatandaşlık hakkına dönüşmüştür. Amacı, endüstrileşme ve kentleşme sonucu işçilerin haklarını korumaktır. Sosyal politikanın en temel hedefi yoksulluğun önlenmesi, herkesin eğitim sağlık ve adalet hakkına sahip olması, gelir dağılımındaki eşitsizliğin ortadan kalkmasıdır.

İki Gün Bir Gece / Yönetmen ve Senarist: Jean Pierre Dardenne ve Luc Dardenne / Yapım 2014 / süre:  95 dk.

İki gün bir gece filmi, evli ve iki çocuklu bir anne olan Sandra’nın işini geri alma mücadelesini konu alıyor. Yaşadığı psikolojik rahatsızlık nedeniyle işine ara vermek zorunda kalan Sandra, işten atılma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Yeni ev aldığı için kredi borcuna girmiş, ara sıra rahatsızlığı nedeniyle fazla ilaç kullanan bir kadın rolüne sahip. 

Patronu Dumont, Sandra’nın işe gelmediği günler 16 kişi ile de çalışmanın sürdürülebildiğini fark ederek diğer işçiler arasında oylama yapılmasını talep eder. Kapitalizmin yüzünü bu noktada görmeye başlıyoruz. Bir işçiyi işten çıkararak kar etme amacı güdülüyor. Patronu,  işçilere Sandra’nın işten atılmasına yönelik oy vermelerini ve böylece bin euroluk ikramiye kazanacaklarını belirtir. Bu noktada patron, işçi sınıfını bir rekabete sokuyor. Bunun sonucunda işçiler Sandra’nın işte kalması ya da bin euroluk ikramiye kazanma arasında kalır.

Filmde iki oylama yer alıyor. İlk oylamada Jean- Marc adında yönetici pozisyonundaki çalışanın tehdidi sonucu yapılan oylama. Bu oylamaya göre  işçiler Sandra’ya karşı oy kullanarak ikramiyeyi kabul etmiştir. Daha sonra diğer iş arkadaşı Juliette ile birlikte Patronuyla görüşürler ve bir oylama daha isterler.  Patronun yeniden oylama yapılmasını kabul etmesi üzerine Sandra, iş arkadaşı Juliette ve eşi Manu’nun da desteğiyle çalışma arkadaşlarını tek tek ziyaret ederek işte kalması yönünde ikna görüşmelerine başlar.

Diğer çalışanlara baktığımızda refah seviyelerinin, yaşam koşullarının oldukça kötü olduğunu ve bu ikramiyeye fazlasıyla ihtiyaç duyduklarını görüyoruz. Kimi kirasını ödemekte zorlanıyor, kimi çocuklarının okul masraflarını yetiştiremiyor. Gelir durumundaki eşitsizlikler karşımıza çıkıyor. Yine bir ailenin tek işte çalışarak geçimini sağlayamadığını, kayıt dışı olarak ikinci işte çalışmak zorunda kaldığımı görüyoruz. İşçilerin bu kıt kanaat geçimleri izleyicilere açıkça yansıtılıyor. Çalışanlar geçimlerini bu kadar zor sağlarken Sandra’nın teklifi karşısında çekimser kalıyorlar.

Sandra’nın teklifini 8 iş arkadaşı kabul etse de diğer işçilerin zor geçimleri bu teklifi geri çevirmelerini gerektiriyor. Sandra, patronunun diğer işçileri tehdit ettiğini öğreniyor. Bu tehdide rağmen işçiler arkadaşlarına destek vermeyi kabul ediyor ve oylama Sandra’nın lehine dönüyor. Sandra, işine geri dönmenin sevincini kısa süre yaşayabiliyor çünkü patronu bu sefer de sözleşmeli çalışan göçmen işçinin sözleşmesini yenilemeyeceğini söylüyor.

Bu durum her ne kadar Sandra’yı ilgilendirmese de Sandra yapılan haksızlığı kabul etmeyip işe geri dönmeyi kabul etmiyor. Sandra’nın tek başına verdiği mücadele ve patronun da geri dön teklifini kabul etmemesi içinde bulunduğu haksız düzene, sisteme bir başkaldırıdır.

Fimin son sahnelerinde bahsettiğimiz göçmen işçinin oy kullanma konusunda patronundan fazlasıyla korktuğunu da görüyoruz. Tamamen özgürce, dilediği gibi oy kullanma hakkına sahipken patronunun tehdidi düşüncesine etki ediyor.

İşçi haklarının görmezden gelindiği, özgür iradenin hiçe sayıldığı bir düzeni anlatır izleyenlere. Bu haklara müdahale edilmesi bir yana işçilerin ağır şartlarda çalışıp onca emeklerine rağmen aldıkları karşılığın sadece yaşamlarını sürdürebilecek kadar olmasıdır anlatılmak istenen. Dikkat çeken diğer bir nokta bir evde iki kişi çalışmasına rağmen ev sahibi olunamıyor. İşten atılması durumunda sosyal konutlara dönme mecburiyetindeler.

 Filmde insanların birbirlerine yardımcı olmasında, insaniyetlerini kullanmada paranın ne kadar etkin olduğunu görüyoruz. Elbette ikramiyeyi kabul ettikleri için suçlanamaz ama arkadaşlarını işsizlikle baş başa bırakabilecek kadar paraya değer veriliyor.