Mehmet KÜÇÜKEKEN'in 14 Haziran 2023 tarihli yazısı
Kompulsif (İradesi ile kontrol edemediği) Biriktirme Hastalığı, Biriktiricilik Bozukluğu, Dispozofobi ya da bir diğer adıyla İstifleme Bozukluğu, gelecekte bir gün işe yarar düşüncesiyle, sahip olunan şeylerin değerine bakılmaksızın, sağlıksız hatta kullanılmayan tüm eşyaların, ihtiyaç gerekçesiyle elden çıkarılmaması durumudur. Halk arasında "istifçilik" olarak da bilinen bu rahatsızlık, kişinin sosyal yaşantısına büyük ölçüde kısıtlıyor.
Dispozofobi, çöp, atık ve diğer atılım malzemelerine karşı aşırı korku ve kaygı durumu olarak tanımlanabilir. Bu fobi, diğer özel fobiler gibi, kişiye önemli ölçüde rahatsızlık verebilir ve günlük yaşam aktivitelerini kısıtlayabilir.
Dispozofobi hakkında bilimsel araştırmalar, bu fobinin nedenlerine dair net bir cevap verememiştir. Ancak, dispozofobinin genellikle, aşırı temizlik eğilimlerine sahip insanlarda daha sık görüldüğü düşünülmektedir. Ayrıca, çevreyle ilgili kaygılar, sağlık kaygıları veya toplumsal baskılar da, dispozofobi geliştirme riskini artırabilir.
Biriktire hastalığı ile ilgili belirtiler arasında, çöp veya atık malzemelerden kaçınma, çöpleri taşımak veya atmak için yardım alma isteği, aşırı temizlik yapma, çöpleri veya atık malzemeleri uzun süre saklama gibi davranışsal belirtiler bulunabilir.
Ayrıca, düşük benlik saygısı, olumsuz düşünceler ve kaygı seviyeleri de dispozofobi belirtileri arasında sayılabilir.
Dispozofobi, aşırı korkular, kaygılar ve kayıpların yol açtığı bir fobi durumudur. Belirtiler arasında, çöp veya atık malzemelerden kaçınma, aşırı temizlik yapma ve çöpleri uzun süre saklama yer alır.
DİSPOZOFOBİ (ÇÖP BİRİKTİRME HASTALIĞI) NEDENLERİ NEDİR?
Genetik, çevresel ve psikolojik etkenlerin birikimi,
Aile öyküsünde biriktiricilik bozukluğu varsa,
Kişinin kendini toplumdan fiziksel olarak uzaklaştırması,
Dürtü Bozuklukları,
Takıntılar,
Kişilik Bozuklukları,
Travmalar,
Şiddete maruz kalma,
Kötü çocukluk dönemi,
Depresyon,
Anksiyete,
Terk edilme korkusu,
Sevilmeme hissi,
Değersizlik duygusu,
Hafıza problemleri,
Dikkat eksikliği.
Yukarıda belirtilen nedenlerin bazı yaşam deneyimleriyle özellikle de kayıplarla ilgili deneyimler ile birleşmesinin sorunu tetiklediği bilinmektedir.
Hastalık genellikle orta yaşta belirginleşmesine rağmen çocuklukta veya yetişkinlikte gelişmeye başladığını vurgulamak gerekir. Araştırmalar, vakaların %50'den fazlasında sorunun 11 ila 20 yaşları arasında ortaya çıktığını gösteriyor.
Yapılan son araştırmalarda İstifleme Bozukluğu yaklaşık olarak Türkiye'de %3, dünyada ise %6 oranında görülmektedir.
Ülkemizdeki oran düşük olsa da gün geçtikçe artma eğilimindedir. Ekonomik zorluklar ve enflasyonist baskı altında oluşan hayat pahalılığı ekonomik kayıpları meydana getirmekte ve bu kayıplarda tetikleyici etki oluşturmaktadır. Normal yaşamımızın gündemi ‘’Yarın neye zam gelecek? Maaşlar ne kadar olacak? Dolar, altın, faiz oranları ne oldu? Bist ne durumda? Diye uzayıp giden ekonomik, biraz siyaset biraz da spor içeren haber ve sohbetlerden öteye gitmemektedir.
Konuya farklı bir pencereden yaklaşmak istiyorum.
Kompulsif (İradesi ile kontrol edemediği) Biriktirme Hastalığı, Biriktiricilik Bozukluğu, Dispozofobi ya da bir diğer adıyla İstifleme Bozukluğu, Halk arasında "istifçilik" dediğimiz hastalık toplum olarak hepimize sirayet etmiş gibi değil mi sizce de? Altın, dolar, konut, arsa biriktirmek için birbirimizle yarışmıyor muyuz? Eskiden maaşlar yatar yatmaz soluğumuzu bankamatik önünde alırken şimdi elinde cep telefonları gece 00:00 olmasını bekleyenler yok mudur?
Evin kilerine yazın kurulan turşular, yapılan salçalar, kurutulan patlıcan, biber gibi erzaklar kışlık olarak konarken, derin dondurucular sayesinde kış ürünlerini yaz için, yaz ürünlerini kış için istifledik. Zam gelecek diye yağ, şeker, sigara, bakliyat istifledik. Stokçuluğu meslek edindik. Esnaf ticaretini yaptığı ürünü stokladı. Marketler depolarına alabildiğinde gıda ve temizlik malzemesini istifledi. Son yıllarda araç biriktirmede istifçilik kervana katıldı. SUV model, binek araç, şirket aracı derken evlerin önü otoparka döndü.
Kara gün için ayırdık, lazım olur diye beklettik, değer kazanacak diye satmadık, beleş fiyata diye sahip olduk, indirim vardı diye aldık hala da biriktirme huyumuzdan vazgeçmiyoruz. Para, tapu, altın, hisse… Ne olursa biriktiriyoruz. Ne bulursak istifliyoruz. Toplum olarak yakalandığımız bu hastalığın tedavisi var mıdır bilemem. Bildiğim tek şey var, o da sonunda herkesin sahip olacağı iki metrelik kefen, maalesef onunda cebi yok…
Bir de sormak isterim size anı biriktirmek, dost biriktirmek, iyilik biriktirmek dispozofobi hastalığı kapsamına girer mi diye? Girerse, acilen tedavi olmam gerekecek…
Neyse! Konumuzun özüne dönecek olursak;
İstifleme Bozukluğu Hastalığından Nasıl kurtuluruz?
Psikoterapi, dispozofobi hastalığın iyileşme sürecinde çok önemli bir yere sahiptir. Psikoterapiyle birlikte hekimin uygun gördüğü vakalarda ilaç tedavisi, belirtilerin şiddetine ve sıklığına bağlı olarak hastalara önerilmektedir.