Sibel BAY'ın 13 Nisan 2024 tarihli yazısı: Kaybolan Zamanın İzinde: Eski Çocuk Oyunları
Her ne kadar günümüzde teknolojinin ışıltılı dünyasına kapılmış olsak da çocukluğumuzun sıcak, samimi anılarını düşündüğümüzde, oyunların masalsı dünyasının büyüsünü hala hissedebiliriz. Eski çocuk oyunları, zamanın dokusunu içlerinde barındırırken, masal diyarlarına açılan kapıları andırır.
Çocukluğumuzun oyunları, basit malzemelerle ve sonsuz hayal gücüyle şekillenirdi. Sokaklarda, bahçelerde, hatta evin içinde, bir avuç taş, bir ip ya da birkaç kartopuyla dünyalar yaratırdık. Bu oyunlar, sadece eğlence aracı değil, aynı zamanda bir araya gelmenin, paylaşmanın ve hayal etmenin bir yolu olarak da işlev görürdü.
Akşamüstleri, mahallenin çocukları sokaklarda toplanır, "yakar top"un verdiği heyecanla koştururduk. Sokak lambalarının altında, karanlığın içinde birbirimizi bulmaya çalışırken, dostluklarımızı, dayanışmayı ve hatta rekabeti öğrenirdik. Kimimiz topa vururken, kimimiz ise çığlık çığlığa kaçardık, ama en önemlisi, birlikte olduğumuz andı.
Bir zamanlar, tahta arabalarla sokaklarda yarışırken, şimdi dijital dünyanın karmakarışık labirentlerinde kayboluyoruz. Ancak unutmamamız gereken bir şey var: Oyunların değeri, pahalı oyuncaklarda ya da en son teknolojik cihazlarda değil, kalplerimizde ve hayal gücümüzdedir.
Eski çocuk oyunlarının büyülü dünyası, edebi bir romanın sayfalarını aratmaz. İpin ucunu tutarken, çocuklar hikâyeler anlatır, kahramanlar yaratır ve düşmanlarla savaşır. Bir taşın üstüne çıkıp gemi kaptanı olur, hayali denizlere açılırız. Bir kartopu savaşı, destansı bir mücadele haline gelir, karın altında gizlenen düşmanlarla dolu bir maceraya dönüşür.
Bugün, teknolojinin sunduğu sonsuz seçeneklerle büyülenmiş olabiliriz ancak eski çocuk oyunlarının masalsı dünyası, bize gerçek bir hazine sunar. Bu oyunlar, sadece eğlenceli anılar değil, aynı zamanda karakterimizi şekillendiren deneyimlerdir. Birlikte çalışma, hayal kurma ve sınırları zorlama yeteneklerimizi geliştirirler.
Belki de bugünün çocukları, geçmişin masalsı oyunlarını keşfetmek için bir adım atmaya cesaret ederlerse, kaybolmuş bir dünyanın kapılarını tekrar aralayabilirler. Çünkü gerçek büyü, teknolojiden değil, kalplerimizdeki ve hayal gücümüzdeki sınırsız güçten gelir. Geçmişin sıcaklığı ve masalsı dünyası, her zaman bizi bekler, sadece onu yeniden keşfetmek için bir adım atmamız gerekiyor.