Begüm ÖNCÜ'nün 2 Eylül 2024 tarihli yazısı: Otonom Araç Teknolojileri

Otonom araç teknolojileri, son yıllarda büyük bir hızla gelişen ve gelecekte ulaşım ve taşımacılık alanlarında birçok yeniliği de beraberinde getirmesi beklenen bir yenilik. Sürücüsüz araçlar herhangi bir insanın etkisi olmadan tamamiyle yazılımsal işletim sistemlerini ve donanımlarını kullanarak kendi kendilerine seyahat edebilir özellikteler. Aynı zamanda gelişmiş sensörleri yardımıyla bulundukları bölgeyi, arazi, yol, trafik durumu gibi çevresel faktörleri algılarlar. Aldıkları bu veriler ışığında en doğru rota seçimi, hız gibi bileşenleri göz önünde tutarak güvenli ve konforlu bir sürüş deneyimi tasarlar. Otonom araç teknolojileri, makine öğrenimi, yapay zeka, sensörler ve veri analitiği gibi birçok farklı disiplini kullanırlar. Bu araçlar, çevrelerindeki objeleri algılamak için lidar, radar, kamera ve ultrasonik sensörler kullanırlar. Bu teknolojiler sayesinde örneğin yayaları, araçları, diğer sürücülerin davranışlarını ve trafik ışık ve tabelaları algılayabilirler. Bulundukları durum ve konuma göre trafik akışına uyum sağlarlar. Örneğin hız limitlerini elindeki bu verilere göre belirlerler ve mesafelerini ölçümlerler. Otonom araç teknolojilerinin önemli avantajlarından biri de trafik kazalarını en aza indirme  potansiyeline sahip olmalarıdır. Gelişmiş sensörleri ve büyük veriyi kullanan algoritmik yapıları sayesinde insanların tahmin edemeyeceği ya da gereken hızda gösteremedikleri refleksleri çok başarılı bir şekilde yerine getirebildikleri için sürücü kaynaklı hataların minimize edilmesine önemli ölçüde katkı sağlarlar. Bu durumda da daha güvenli bir sürüş deneyimi sunarlar. Otonom araçların tercih edilme sebepleri arasında bir diğer tercih nedeni de insanların bu teknolojiyi benimsemeye olan eğilimleridir. Gelecekte, otonom araçların daha yaygın hale gelmesiyle birlikte toplumun da ulaşım alışkanlıkları yeni bir boyut kazanacaktır. Otonom araçlar kendi içlerinde çeşitli sınıflara ayrılmaktadırlar. Örneğin birinci seviye otonom araçlar sadece sürücüye yardımcı olmak amacıyla planlanmıştır. Dördüncü seviye otonom araçlar ise tamamen sürücüsüz bir şekilde ulaşımı sağlayabilmektedirler. Günümüzde trafikte otonom araçlar sıklıkla kullanılmamakta. Sürücülerin kullandıkları otonom olmayan araçlar da farklı bir segmenti kapsadıkları için bu noktada bazı yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulacaktır. Örneğin trafikte olumsuz bir durum yaşandığında otonom araç ve insan etkileşimi ve ilişkisi  hukuki olarak ele alınması gereken en önemli konulardan biridir. Bu konu için mühendislerin ve hukukçuların ortak bir çalışma yürütmesi gerekmektedir. Otonom araç teknolojileri, özellikle ulaşım ve taşımacılık sektörünü yeniden yapılandıracak büyük bir potansiyele sahip oldukları için bu teknolojinin mevcut sisteme göre daha çok tercih edilmesi beklenmektedir. Tamamen otonom bir sisteme geçişle birlikte mevcut sisteme göre daha güvenli ve verimli bir ulaşım akışı sağlanabilecektir.

Sonuç olarak, hem trafik yoğunluğunun azalması, hem de ulaşım açısından daha konforlu ve verimli bir sistem oluşacaktır. Gelecekte özellikle otonom araçların yaygınlaşmasıyla birlikte taşımacılık sektörü başta olmak üzere insanların günlük yaşantılarında kullanmak amacıyla daha çok tercih etmeleri ön görülmekte. Otonom araçların genel olarak yaygınlaşmasıyla birlikte de günlük tarfik akışlarında dahi daha güvenli, verimli ve çevreci bir ulaşım sistemi kurulması beklenmektedir.