R. Bülend KIRMACI'nın 25 Ekim 2024 tarihli yazısı: Ahlak En Büyük Zenginliktir

Ahlak büyük bir haslet.

Her canda taşınması gereken bir erdem.

Derler ki, dini inancını da yücelten, kişinin ahlaklı olmasıdır.

Doğrudur.

Ahlaksızın dini de imanı da geçer akçe değildir.

Kişi her şey olabilir, ancak önce ahlaklı olması onu insan yapar.

Ahlakın, etnik köken, coğrafya, eğitim düzeyi ile de mutlak bir ilişkisi yoktur.

Aynı anlamda zengin ve fakir olmakla da ahlaklı olmak arasında kopmaz bir bağ asla yoktur.

Ne ki çağımız yozlaşmanın çağıdır.

Değer yargıları aşınmakta, ilkeli tutum, adeta hor görülmektedir.

Bu olgu tüm toplumları etkilemektedir...

Günümüzün ultra zenginlerinin, örneğin, bir adada pedofilinin en iğrenç suçlarını işledikleri kaydedilmiştir.

Ya da Afrika'da canlı insan avı safarileri düzenleyen iş adamlarından söz edilmiştir.

Organ satın alarak hayatını uzatacağını sanan dolar milyarderleri de görülmüştür.

İçinde ahlak barındırmayan servet, tiksindirici bir servettir.

İnfial uyandıran yoksullukların da dolaylı sebebidir!

Oysa bakın yüz yıl önce neler yaşanmış hem de Titanik adlı gemide:

"Titanik batarken milyoner John Jacob gemideydi. Banka hesabındaki para otuz Titanik yapmaya yeterdi. Filikadaki yerini almıştı. Bu sırada korkmuş iki çocuk gördü. Düşündü. Ahlaki zenginliğini sınamak istiyordu. Ahlaki olarak doğru gördüğü şeyi seçti ve iki çocuğu kurtarmak için filikadaki yerini onlara bıraktı.

Manzarayı gören Amerika'nın mağazalar zinciri Macy's'in ortak sahibi ve aynı zamanda Titanik'te olan milyoner Isidor Straus şöyle dedi:

'Asla bir cankurtaran sandalına diğer insanlardan önce girmeyeceğim."

Eşi Ida Straus da filikaya binmeyi reddetti ve yerini yeni atanan hizmetçisi Ellen Bird'e verdi. Hayatının son anlarını kocasıyla geçirmesi gerektiğine karar verdi.

Bu zengin bireyler, ahlaki ilkelerinden taviz vermek yerine servetlerinden hatta hayatlarından vazgeçmeyi tercih ettiler.

Onların ahlaki değerlerden yana seçimleri insan medeniyetinin ve insan doğasının parlaklığını ortaya koydu."

Oysa şimdilerde, silah satışından zengin olanların, çocuk ve kadınların uğradığı zulüme duyarlı olması mümkün mü?

Değil elbet zira kanlı para tatlı!

Demek ki bir zamanlar zenginler daha ahlaklı tavırlar sergileyebiliyormuş...

Zengin veya fakir, insanın ahlaklısını sevmek ve saygı duymak gerek.

Çünkü;

Ahlaksızlık, insana ve topluma karşı gerçek bir düşmanlıktır...