Sibel BAY'ın 23 Ekim 2024 tarihli yazısı: Alışkanlıklar Bizi Nasıl Şekillendiriyor?
Her sabah aynı saatte uyanmak, bir fincan kahve ile güne başlamak, akşamları aynı saatte uyumak... Günlük hayatın sıradan gibi görünen bu döngüleri, aslında düşündüğümüzden çok daha derin bir etkiye sahip olabilir. Rutinler, yaşamlarımızı şekillendiren, bizi biz yapan alışkanlıklar bütünüdür. Ancak rutinlerin insan psikolojisi üzerindeki etkileri sıklıkla göz ardı edilir.
Rutinler, hayatımıza düzen ve kontrol duygusu getirir. Özellikle belirsizliklerle dolu bir dünyada, bu kontrol hissi kişisel dengemizi sağlamada büyük rol oynar. Belirli bir sıraya göre yapılan eylemler, insan beyninde güven duygusu yaratır ve stres seviyelerini düşürür. Ancak bu düzenin ardında yatan psikolojik mekanizmaları anlamak, rutinlerin neden bu kadar güçlü olduğunu gösteriyor.
İnsan beyni, karmaşık süreçleri basitleştirmeye eğilimlidir. Bir alışkanlık oluşturduğumuzda, beynimiz bu eylemleri otomatikleştirir. Bu, hem enerji tasarrufu sağlar hem de bizi yeni şeyler öğrenmeye ve yaratıcı olmaya teşvik eder. Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, düzenli alışkanlıkların beynin ödül sistemini harekete geçirdiğini ve bireylerin kendilerini daha iyi hissetmelerini sağladığını ortaya koyuyor. Aynı zamanda rutinler, belirsizlikleri azaltarak kaygı bozukluklarını hafifletmede etkili olabilir.
Ancak, bu durumun tam tersi de geçerli olabilir. Aynı şeyleri sürekli yapmak, monotonluk ve sıkılmaya yol açabilir. İnsanın doğasında olan merak ve keşfetme arzusu, eğer rutinler aşırıya kaçarsa bastırılabilir. Bu noktada, dengeyi bulmak önemlidir. Hem rahatlık veren rutinlere sahip olmak hem de kendini yeniliklere açık tutmak, bireyin gelişiminde kritik bir rol oynar.
Psikologlar, rutinlerin anksiyete ve depresyon gibi psikolojik sorunları yönetmede önemli bir araç olduğunu belirtmektedir. Yapısal bir gün planı, kişiye bir amaç duygusu verir ve zihinsel sağlığını olumlu yönde etkiler. Özellikle zor zamanlarda, tutunacak bir rutin kişiye güvenli bir liman sağlar. Örneğin, pandemi döneminde pek çok insan günlük rutinlerine sadık kalarak belirsizliğin getirdiği kaygıyla başa çıkmaya çalıştı.
Bununla birlikte, sağlıklı rutinlerin oluşturulması da önemlidir. Araştırmalar, fiziksel aktivitelerin, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının ve uyku düzeninin, bireyin genel ruh hali üzerinde olumlu etkiler yarattığını gösteriyor. Ayrıca, sosyal rutinler – örneğin, belirli aralıklarla arkadaşlarla vakit geçirmek – bireyin sosyal bağlarını güçlendirmeye yardımcı olur.
Rutinler sadece psikolojik dengeyi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kişisel gelişime de katkı sunar. Başarılı insanların hayatlarına baktığımızda, hemen hemen hepsinin belirli rutinleri takip ettiğini görürüz. Sabahları erken kalkmak, belirli saatlerde kitap okumak veya egzersiz yapmak gibi alışkanlıklar, kişinin disiplinini artırarak uzun vadede başarıya ulaşmasına yardımcı olur.
Bir alışkanlık oluşturmanın 21 gün sürdüğü söylenir ancak araştırmalar bunun kişiden kişiye değişebileceğini gösteriyor. Önemli olan, alışkanlıkları sürdürülebilir kılmaktır. Küçük adımlarla başlamak, büyük değişimlerin habercisi olabilir. Örneğin, her gün beş dakika meditasyon yapmak, zamanla kişinin zihinsel ve duygusal sağlığında büyük iyileşmelere yol açabilir.
Rutinler elbette faydalı olabilir, ancak hayatı bir otomatik pilota bağlamak tehlikeli olabilir. Bireyler, zaman zaman rutinlerini gözden geçirip, yenilikler ekleyerek monotonluktan kaçınabilir. Yeni bir hobi edinmek, farklı bir rotada yürüyüş yapmak ya da farklı kültürlerden yemekler denemek gibi küçük değişiklikler, zihni canlandırabilir ve bireye taze bir enerji sağlayabilir.