Elif Aybike DEMİR'in 4 Nisan 2023 tarihli yazısı: Halka açıklık
Geçen haftaki yazımızda “mahrem”in ve “mahremiyet”in hangi dilden Türkçe’mize kazandırıldığından ve bizim hangi anlamlarda o kavramlara başvurduğumuzdan, sözcüklerin zaman içerisinde yaşanan değişiklikler ve teknolojik gelişmeler sonucu ne yönde evrildiğinden bahsetmiştik. Bu hafta da biraz “halka açıklık” konusu üzerine eğilerek yapılmış birtakım araştırma ve gözlemlerin sonuçlarını göreceğiz.
En büyük savunu malzemesi “özgürlük” olan, demokratik bulunan, şeffaf toplum yapısına katkı sağladığı düşünülen, gündem oluşturma gücü olarak elde tutulan, sosyalleşme ve iletişimi küresel boyuta taşıyarak insanları birbirine bağladığı ve üretkenliği artırdığı fikriyle savunulan “sosyal medya çağı”nın en belirgin özelliği “halka açıklık”tır.
Halka açıklık, bugün mahremiyetin “gizlilik, saklanması gereken şey, bireye özel olan” anlamlarının tam karşısında durmaktadır. İnsanların, kendilerine ait olanı tanıdıkları ve/veya tanımadıkları kişilere gösterme, sergileme, teşhir etme, fikirlerine sunma dürtü ve eğilimleri oldukça olağan bir hâle gelmiş hatta kendini mümkün olduğunca bu akışın dışında tutmaya çalışan bireyler yadırganır olmuştur.
İnternetin küresel ve kamusal bir alan olması, içeriklere erişimin yanı sıra yeni bağlantılar sağlaması sayesinde şirketler, kuruluşlar hatta devletler kendilerini halka açıklığın kollarına bırakmıştır.
Gelelim halka açıklığın faydalı oluşunun hangi başlıklarla savunulduğuna…
İlişkiler kurar: Piyasa; üye sayısına, bu üyelerin ne kadar sadık olduğuna, kaç tane bağlantı kurduklarına, şirketin onlar hakkında ne kadar şey bildiğine ve tüm bu bilgiyle ne yapabileceğine göre değer biçer. Online bir satış platformunun gerçek değeri, bireylerin alışverişlerini işleme koymasında, ilgi alanlarının ve özelliklerinin bir profilini oluşturmasında ve kişinin isteyebileceği şeyleri ona satmaya çalışmasındadır. Bir şirketin potansiyel müşterileri konusunda ilişkiler, 3 aylık gelirden daha fazla bilgilendirici olabilir, çünkü ilişkiler, gerçek bir uzun vadeli değer inşa eder.
İnternette paylaşılan fikirler, insanlar tarafından yayılır ve o fikirlere karşı meydan okumalar oluşmaya başlar. Bu da daha fazla ilişki doğurur. O bağlantıları kurmak için halka açık olunmalıdır. Bu fikre göre eğer bütün gün odanızda kalırsanız, asla kimseyle tanışamazsınız ve asla kimi kaçırdığınızı bilemezsiniz.
Yabancıları zararsız hâle getirir: Bir yabancı, artık bir yabancı değildir. Tanımadığınız insanlar yalnızca diğer vatandaşlar ya da potansiyel arkadaşlardır.
İşbirliği yapılmasını sağlar: Bir teknoloji şirketinin, yeni bir ürünü bitmemiş ve kusurlu bir hâlde piyasaya sürmesi, herkesin görmesi için gelişim sürecini açığa çıkartan ve halka açık bir harekettir. “Bu şey bitmemiş durumda, bu yüzden onu tamamlamaya yardım edin” şeklinde bir yaklaşımla açık bir işbirliği çağrısıdır. Bu durum bir açıdan “Bizim sahip olduğumuzdan daha iyi fikirlere sahip olabilirsiniz” mesajı ile müşterilere bir miktar saygı göstermek anlamına gelmektedir.
Kalabalığın bilgeliğini ve cömertliğini serbest bırakır: Bireyler ne kadar fazla açılırsa, toplanırsa, bilgilerini paylaşırsa ve analiz edilirse, o kadar çok şey bilirler.
Mükemmellik masalını etkisiz kılar: Mükemmellik; yenilik, risk alma, açıklık ve icat konularında cesareti kırar. Pahalıdır. Mükemmelliğe erişmeye çalışmak, yaratma işini karmaşıklaştırır ve geciktirir. Bunun çaresi, halka açık veridir. Neye ihtiyacı olduğu görmemek için ürünü ortaya koymanız yeter.
Ölümsüzlük ya da en azından övgü bahşeder: İnsanlar; kimliklerine bağlı özellikler ister, bir şey ile tanınmak ister, hayatlarının izinin kendilerinden sonra da devam etmesini ister. Kişiler ancak halka açık olarak dünyaya izlerini bırakabilir. “Eğer halka açık olmazsak, kimsenin duymadığı, ormanda düşen ağaçlar oluruz. Mahrem olmak, hayatın kendisinden daha kalıcı bir şey elde etme imkânından yoksun olmaktır. Mahrem insan görünmez ve bu yüzden sanki hiç var olmamış gibidir.” - Hannah Arendt