Sibel BAY'ın 26 Eylül 2023 tarihli yazısı: Hammurabi Kanunları’nın Modern Hukuka Etkisi

Binlerce yıl önce taşa kazınan kanun ve yönetmelikler koleksiyonu, bugün hala uygulanan ilke ve fikirleri taşıyor.

Hammurabi'nin hâkimiyetini, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan ve şu anda Irak'ın yanı sıra Kuveyt, Türkiye ve Suriye'nin bazı kısımlarını da içeren antik Mezopotamya'ya genişletmesinin üzerinden yaklaşık 3.800 yıl geçti.

Ancak modern hukuk sistemlerinin varlığını yaşadığımız günümüzde Babil kralının bugün hala hissedilen bir etkisi var. Bunun nedeni, Fransız araştırmacı Jacques de Morgan tarafından 1901'de keşfedilen ve bugün onun bir parçası olan, yedi metrelik, dört inçlik bir taş anıtın yüzeyine çivi yazısı ile yazılmış 282 yasa ve yönetmelik içeren Hammurabi Kanunları'dır.

Tarihçiler, Hammurabi Kanunları’nı anlaşmazlıkları çözmek, suçları cezalandırmak ve iş uygulamalarını düzenlemek için kullanılan eski Mezopotamya sisteminin hayatta kalan bir sembolü olarak tanımlamıştır. Bu kanunlar modern toplumları yöneten hukuk ve mahkeme sistemlerinin yüzyıllar boyunca gelişimi üzerinde de etkisini sürdürürmüştür.

Villanova Üniversitesi'nde Tarih profesörü yardımcısı Kelly-Anne Diamond, Hammurabi Kanunları’nın, "Babil'in Birinci Hanedanlığı döneminde kanun ve düzen hakkında iyi korunmuş ve ayrıntılı bir antik yazıyı temsil ettiğini" açıklamıştır.

Hammurabi Kanunları’ndan bazıları bugün aşırı derecede sert ve hatta barbarca görünebilir. Örneğin, çalıntı mülk satmak ve çöken kusurlu bir ev inşa etmek ölümle cezalandırılmış ve efendisinin yetkisini reddeden bir kölenin cezası, kulağı kesilmiştir. Ancak bununla birlikte, ötekileştirilmiş gruplara yönelik özen ve sorumluluk gösterilmesini öneren kanunlar da bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi ise, Hammurabi Kanunları’nın nafaka ödemesi üzerine belirttiği yönergeler sayılabilmektedir.

Kanun aynı zamanda eski Mezopotamya hukuk sistemini de tasvir eder ve ilkeleri hâlâ modern hukuk mahkeme salonlarında izlenir. Bu hususa verilecek en iyi örneklerden biri, yasanın bir kişiyi bir suçtan suçlu bulmak için delillerin toplanması ve kanıtların oluşturulması gerektiğini zorunlu kılma zorunluluğudur.

Kanun aynı zamanda adaletin adil ve tarafsız olması gerektiği fikrini desteklediği için de önemlidir. Hammurabi'nin kanunlar aracılığıyla sadece zengin ve güçlülerin değil, herkesin adalete ulaşmasını sağlamak isteyen bir kral olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum her zaman aynı şekilde işlemese ve olumlu bir sonuca yol açmasa bile modern hukuk ve adalet sistemlerinin hala ulaşmaya çalışmak için mücadeleyi sürdürdüğü bir düşünceyi temel almaktadır.