Utku KABAKCI'nın 9 Ekim 2024 tarihli yazısı: Gösterinin Medyası
Günümüz medyasında “bilgi verme” işlevi büyük ölçüde yerini “eğlendirme” özelliğine bıraktı. Varlığını “kamuoyunu aydınlatma” misyonuna borçlu olduğu savunulan medya, eğlence unsurlarını ön plana çıkarmaya başlayarak bu görevinden giderek uzaklaştı. Medya üzerinden pazarlanan anlatılarda asıl arzulanan bilgi aktarımı değil, mümkün olan en çok izleyiciye erişebilmek oldu. Bunun için üretilen içeriklerin her biri âdeta mikro şovlar hâlinde sunulmaktadır. Bu durum, medyayı küçük küçük gösterilerin bir araya getirilmesinden oluşan dev bir eğlence makinesine dönüştürdü.
Medyadaki bu köklü değişiklik, gösteriyi yücelterek bir ideoloji hâline getirdi. Artık her şey ve herkes gösterinin hem üreteni hem de tüketenidir. Medyanın tüm pratikleri gösterinin son bulmaması üzerine kuruludur.
Hem geleneksel hem de yeni medya, bireylerin dünya görüşü, değer yargıları ve toplumsal ilişkilerin inşası üzerinde başat bir etkiye sahiptir. Bu bağlamda medya içeriklerinin toplumsal yapıyı dizayn edebilecek kadar kuvvetli olabileceğini söylemek mümkündür. Söz konusu potansiyel göz önünde bulundurulduğunda, gösterinin şiddetli bir biçimde pompalanıyor olmasının medya tüketicilerinin gerçeklik ile olan bağını zayıflatacağı çok daha kolay bir şekilde idrak edilecektir.
Medyanın gösteri üretimine geçmesi ve zamanla mevcudiyetini kendi ürünü üzerinden sürdürmek durumunda kalması, medya-gösteri ilişkisinde iktidarın hangi tarafta olduğunu ortaya koymaktadır. Gösteri, medya yoluyla tüm alanlara ve kesimlere ucu bucağı olmayan bir sarmaşık gibi dolanmış ve iktidarını ilan etmiştir. Bu da medyanın gösteriyi değil, gösterinin medyayı kullandığının ispatıdır.