Utku KABAKCI'nın 12 Şubat 2025 tarihli yazısı: Parçalanan Zihinler ve Kaybolan Bütüncül Bakış
Günümüzde özellikle de belli bir tahsil seviyesindeki insanlara dünyayı nasıl yorumladıklarına ilişkin bir takım sualler yöneltilse kuvvetle muhtemel çoğu meslekleri yani uzmanlık alanları çerçevesinde yanıtlar verecektir. Çünkü modern paradigmanın en belirgin özelliklerinden birisi uzmanlaşmanın yükselmesidir.
Özellikle Sanayi Devrimi’nden sonra iş tanımlarının giderek parçalanmaya başlaması bilginin de ufalanması neticesini doğurdu. Küçük küçük bilgi kümeleri de uzmanlık alanlarını meydana getirdi. Peki söz konusu parçalanma beraberinde bütüne yabancılaşmayı da getirir mi? Ekonomik bir olgu düşünce yapılarımızı kökten değiştirebilir mi? Bu soruların cevaplarının burada layıkıyla irdelenemeyeceğinin ayırdında olmakla birlikte söz konusu ufalanma ve yabancılaşma hususlarına ilişkin kalem oynatmanın yararlı olacağı kanaatindeyim.
Mevcut iktisadi sistem uzmanlaşmayı teşvik ederken, bütüncül düşünceyi ikinci plana itti. Çünkü hızı ve verimliliği önceledi. Ekonomi dediğimiz dev makinenin dişleri her şeyi ama her şeyi parçalara ayırırken bunun sadece üretim süreçlerini etkileyeceğini düşünmek büyük bir yanılsama olurdu. Söz konusu işleyiş elbette bilgiye yüklenen işlevi ve insan ilişkilerini de dönüştürdü. İnsan zihni tüm bu sürecin sonucunda olay ve olgular arasındaki bağlantı ağını deşifre etmekte zorlanmaya başladı.
Büyük resim giderek flulaşırken tablodaki minik bir leke adeta her şeyi yutan deve dönüştü. Fırçayı tutan el ise bu devin arkasında kayboldu. Yani insanlar işe, siyasete ve ikili ilişkilerine hatta kendilerine yabancılaşmaya başladı.
Bu yabancılaşma sürecinin her birimizin hayattan aldığı hazzı azaltmadığını ve yaptığımız işten kaynaklanan tatmin duygusunu tam manasıyla idrak etmemizin önünde bir engel teşkil etmediğini gönül rahatlığıyla söyleyebilir miyiz? Bir gün hep birlikte hür irademizle kendi hayallerimizi yaşam dediğimiz tuvallerimize aktarabilmemiz dileğiyle...