Utku KABAKCI'nın 22 Ocak 2025 tarihli yazısı: Geçmiş Geçmiş midir?
İnsanoğlunun anlam inşasında bugününü ve yarınını meşrulaştırmak isterken kendisine geçmişten referanslar bulduğu durumlar söz konusudur. Fakat tarihten alınan bir tutamak noktasının gerçeklik ile ne kadar örtüşüp örtüşmediği epey tartışmalıdır. Ancak bu şüphenin geçmişe bakmayı tercih edenler için pek bir önemi yoktur. Çünkü onların asıl maksadı yukarıda da belirtildiği gibi bugüne ve yarına biçim verebilmektir.
İnsanın dünya görüşüne, koyduğu hedeflerine uygun bir şekilde geçmişi yeniden dizayn etmesi mümkündür. Bunun peşine düşen bir kimsenin asıl hükmetmeye çalıştığı şey ise geçmiş değil, içinde bulunulan zaman ve koşullardır. İşte tam da bu yüzden iktidar mücadelesinde geçmişten bugüne taşınan herhangi bir modelin, yorumun hakikati yansıtıp yansıtmadığının önemi kalmamıştır. Çünkü iddia edilenin aksine arzulanan şey gerçeklik değil, işlevselliktir.
Eğer tarih her defasında bizlere yeniden yorumlayabilme imkânını veriyorsa bundan siyasetçilerin yararlanmamasını beklemek iflah olmaz bir hayalperestliğin göstergesi değildir de nedir? Politikacılar, destekçi toplamak için geçmişin değerlerine, zaferlerine, korkularına sığınır ve bunlar üzerinden illüzyonlar üreterek insanların dikkatlerini istedikleri yöne çekerler. Bu teknikteki asıl amaç ise dikkatleri bir yere toplamak değil, aksine istenmeyen yere bakılmasının önüne geçmektir.
İlk bakışta geçmişe dönmek istiyor gibi görünen yaklaşımların, anlatıların içine girildiğinde aslında yapmaya çalıştıkları şeyin günü ve ileriyi inşa etmek olduğu görülecektir. Bu durum tespit edildikten sonra da hayatta ve siyasette geriye bakmak, geriye gitmek diye bir olgunun olmadığı çok daha kolay bir şekilde idrak edilecektir.