Elif Aybike DEMİR'in 29 Ağustos 2023 tarihli yazısı: İlklerin Kadınları -4-

Haftalardır üzerine okumalar yapmaktan, öğrenmekten ve yazarak sizlerle paylaşmaktan hem gurur hem de mutluluk duyduğum konu başlığım "İlklerin Kadınları" altında bu kez biri benim, diğeri ise kız kardeşimin meslektaşı olan iki hanımefendiden bahsedeceğim.

Avrupa'da Sanayi Devrimi'ne kadar gücü elinde tutan ve bundan dolayı var olan (daha sonra son bulmuş olmamakla birlikte) "erkek, otoritedir" fikrinin hâkimiyeti, bir yerden sonra feminizm hareketinin doğmasına sebep olmuştur. ("sebep olmak" diyorum, çünkü böyle bir şey ne yazık ki mecbur bırakılmaktan dolayı ortaya çıkmıştır)

Batı'da yaşanan gelişmeleri takip eden Osmanlı aydınları, oradaki kadınların elde etmek istediği haklara Türk kadınlarının da sahip olması gerektiğini savunmuş, bu durum, Tanzimat Dönemi'nde Türk kadınının kendini ifade edebileceği alanlar oluşmasını sağlamıştır. Bu kapsamda kadınlar, gazete ve dergilerde yazmaya başlamış, böylece "evinin hanımı, çocuklarının anası, bilmem kim efendinin kızı, bilmem kim beyin karısı" olan varlık, kendi adıyla, kendi işiyle, kendi fikirleriyle gerçekten var olmaya başlayarak görünür hâle gelmiştir.

Tüm bunlar olurken adını "ilk Türk kadın gazeteci" olarak tarihe yazdıran Selma Rıza Feraceli, 5 Şubat 1872 doğumludur. Feraceli, Sorbonne Üniversitesinde eğitim görmüş, hayatının 10 yılını Paris'te sürdürmüştür. Feraceli, orada bulunduğu dönemde Fransızca yayımlanan Meşveret ve Türkçe yayımlanan Şura-yı Ümmet gazetelerinde çalışmıştır. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'a dönen Feraceli'nin, "Hanımları Mahsus Gazete" ve "Kadınlar Dünyası"nda makaleleri yayımlanmıştır.

Buraya bir de "kadınlar tarafından çıkartılan ilk dergi" Şükufezar ile yola çıkan kadınların sözlerini eklemeden edemeyeceğim. Demişler ki: "Biz ki 'saçı uzun, aklı kısa' diye erkeklerin alayına hedef olmuş bir taifeyiz. Bunun aksini ispat etmeye çalışacağız. Erkekliği kadınlığa, kadınlığı erkekliğe tercih etmeyerek çalışacak ve gayret yolunda olacağız."

Bu yazının ikinci konuğu olan Gülümser Aral Üretmen'in, Türkiye'deki ilk kadın grafiker olup olmadığı hakkında sağlıklı bir bilgiye ulaşamadım fakat en azından kendisinin, Denizyolları'nın ilk kadın grafikeri olduğu konusunda kaynaklar hemfikir görünüyor. Gülümser Aral Üretmen, 1929 yılında, Bursa'da doğmuştur. Henüz lise öğrencisiyken Bâb-ı Âli'de basın yayın ressamlığına başlayan Üretmen, Ev-İş dergisine de moda çizimleri hazırlamıştır. 1949'da İstanbul Kız Lisesi'ni bitirip afiş atölyesinde (grafik bölümü) okumaya hak kazanan Üretmen, 1951'de yükseköğrenim diplomasını almıştır. Üretmen, yaklaşık 10 yıllık basın yayın tecrübesi ve eğitimi sonucunda 1953 yılında Denizcilik Bankası'nda ressam olarak çalışmaya başlamış ve oranın “ilk kadrolu kadın grafik tasarımcı”sı olmuştur.