Nesrin YARIM ÖZOĞLU'nun 1 Nisan 2024 tarihli yazısı: İstanbul Depremi

İstanbul depremine artık çok kısa bir sürenin kaldığı belirtiliyor. Sürekli alınması gereken önlemlerden söz ediliyor. Fakat ne kadarı uygulanıyor? Depremin gerçekleşmesi hâlinde ne kadar binanın yıkılabileceği, ne kadar insanın vefat edeceği hesaplanıyor ama deprem olduğu takdirde nelerin yapılacağından, nasıl müdahalelerde bulunulacağından söz edilmiyor. Acil eylem planlarının içi ne kadar dolu? İstanbul depremi artık kapıda değil, şehrin tam ortasında ama İstanbul buna ne kadar hazır, bilinmiyor.

İstanbul depremi için sürekli uyarılarda bulunuluyor. Deprem kuşağı bölgesi olan Türkiye'de büyük İstanbul depremi beklentisini değerlendiren uzmanlar, özellikle Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremden sonra İstanbul’a dikkat çekmeye başlamıştı. Fay hattındaki her hareketlilik ise İstanbul depremini tetikleyip tetiklemeyeceği tartışmalarını beraberinde getiriyor. İstanbul'a dikkat çeken uzmanlar, önlem alma konusunda deprem hazırlıklarının altını çiziyor. Geçtiğimiz günlerde de Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, yaptığı açıklamada, yetkililerin İstanbul'da belli ölçüde çalışmalar yaptığını belirtti. Görür, “İstanbul depremi ne zaman öngörülüyor” sorusuna da yanıt vererek “30 yıl içinde dediklerine göre, biz 24. yıl içerisindeyiz" dedi.  Yani İstanbul için kritik zaman eşiğindeyiz.  İstanbul’un özellikle bazı semtlerinde binalarının çok eski olduğunu, depreme dayanıksız olduğunu, hatta 1999 depreminde zarar gören binaların çatlaklar içinde hâlâ ayakta kalmaya çalıştığını biliyoruz.

Şehir, depreme hazır değil. Peki insanlarımız hazır mı? Kahramanmaraş depreminden sonra bile afetin etkilediği şehirlerden İstanbul’a sığınan vatandaşlar olduğunu biliyoruz. Bu insanlar ikinci bir depremin travmasını kaldırabilir mi? İnsanlar deprem bilincine göre mi yaşıyor? Hayır. Kaç kişi başucunda deprem çantası ile uyuyor? Bırakın çantayı, enkaz altında birkaç gün yaşamasını sağlayacak bir pet şişe su koyan var mı? Kaç kişi deprem anında en güvenli yerin neresi olduğunu tam anlamı ile biliyor? Deprem sonrası aile fertleri ile buluşma yerini belirleyen var mı? Çok az.

Beklenen İstanbul depremi üzerine 408 bin 79 kişiyle bir anket çalışması yapılmış. Yanıtlar tam da düşündüğümüz gibi. Yapılan anket çalışmasının sonuç raporunda şu iki tespit öne çıkıyor: İstanbullunun en büyük korkusu, deprem; en büyük derdi ise depreme hazırlanmak. Katılımcıların yaş, cinsiyet, ilçe ve köken olarak İstanbul’u yansıttıkları dev ankette İstanbullulara muhtemel büyük depreme karşı yaptıkları şahsi hazırlıkları ve depreme yönelik kamusal çalışmalar soruldu. Araştırma bulgularına göre İstanbulluların %83,7’si beklenen büyük İstanbul depremine karşı hazırlık yapılmadığını düşünüyor. Katılımcıların %38,6’sı deprem tatbikatlarına katılırken %27,2’sinin de deprem çantası hazır ve %45,1’i ise deprem toplanma alanlarını biliyor.

Deprem gerçeğinin farkındayız ama bunun, konuşmanın ötesine geçmediğinin de bilincindeyiz. Bakın uzmanlar deprem için artık “beklenen” ibaresini bile kaldırdı, deprem artık kapıda. Bu yazı yayımlandığında Türkiye’nin tüm il, ilçe, beldelerinin yeni belediye başkanları seçilmiş olacak. Siyasi parti gözetmeksizin tüm yeni başkanları tebrik ederim ama özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ilk çalışmasının bu konu üzerinde olmasını temenni ediyorum. Bu konu çok hassas ve artık ciddiye alınması gerektiği kadar acil. Milyonlarca insanın canından söz ediyoruz. Bir ülkenin kalbi olan şehirden söz ediyoruz. Artık planlar, eyleme geçmeli.