Nesrin YARIM ÖZOĞLU'nun 17 Mayıs 2024 tarihli yazısı: Toksik Ebeveynlik
Hayatımıza son yıllarda başka başka kelimeler giriyor. Öyle ki çoğu bir anda günlük hayatımızın bir parçası oluveriyor. Toksik… Gençler arasında kullanılan bu kelime özellikle sosyal medyanın da etkisiyle dillere pelesenk oldu. Bir tıp terimi olan bu kelime, en çok da ilişkileri anlatmak için kullanılıyor.
Toksik kelimesi, zehirli anlamına gelir. Canlı hücrelere saldıran ve zarar veren maddelere, organizmalara toksik denir. Toksik maddeler, insan sağlığı üzerinde çok ciddi etkilere sahiptir. Tıpkı bazı insanların bazı insanlar üzerinde yaşattığı olumsuz etkiler gibi. Bu kelime, kişiler arasında yaşanan ilişkilerde, online oyunlarda, anne-baba ve çocuk ilişkilerinde sık sık kullanılıyor.
Sosyal medya ve internet ile hayatımıza girdi demiştik. Mesela online oyunlarda diğer oyunculara rahatsızlık veren oyuncular için kullanılıyor. Şöyle ki; takım arkadaşlarına zarar veren, rakibini rahatsız eden, kötü sözler kullanan, hareketleriyle çevresini zehirleyen oyuncular toksik olarak adlandırılıyor. Bir de iki kişi arasındaki, birinin diğerini tüketip zarar verdiği ilişkiler için de toksik kelimesi kullanılıyor. Toksik ilişki, iki kişiden birinin diğerine zarar verecek düzeyde, sağlıklı bir iletişim ve ilişki dinamiği yürütemediği durumda ortaya çıkan ilişki türüdür. Bu ilişki sırasında karşıdaki kişi psikolojik manipülasyona, fiziksel şiddete ya da duygusal istimara uğrayabilir. Olumsuz davranışlar, bu ilişkini temelini oluşturur. Genellikle kişiler mutsuz ve stresli bir ilişki sürdürür. Sağlıklı bir ilişkide olması gereken açık iletişim, güven, saygı ve sevgi, toksik ilişki türünde eksiktir.
Peki bu kelimenin anne-baba ve çocuk ilişkisinde kullanıyor olması ne kadar doğru? Türkiye’de yüzde 30 oranında çocuğun toksik ebeveyne maruz kaldığı belirtiliyor. Bu kelimenin ebeveyn ve çocuk arasında kulanılıyor olması sizlere düşündürücü gelmiş olabilir ama mutlaka çevrenizde bu tip insanlar vardır. Mükemmel çocuk yetiştirmek adına tutum/davranışta bulunan ebeveynler, çocukları arasında duygusal yıpranmaya, strese neden olabiliyor. Küçümseyici, aşağılayıcı tavır takınmak, negatif geri bildirimler vermek, sürekli çocuğu didiklemek, sınırları aşmak, çocuğun birey olduğunu kabul etmekten ziyade kendilerinin bir uzantısı olarak görmeleri, toksik ebeveynlik olarak adlandırılıyor.
İlkokul sınıf öğretmenlerini dinleme şansımız olsa birçok ebeveynin toksik ebeveyn olduğunu rahatlıkla bizlere anlatabilirler. Okul çağında bir çocuğunuz varsa siz de kolaylıkla velileri gözlemlemiş olabilir ya da toksit ebeveynin ta kendisi olabilirsiniz. Çocuk üzerinde sürekli baskı kuran, sıkı kurallar çerçevesinde olan ebeveynlerin tek amacı ise çocuğunun mükemmel ve başarılı olmasını amaçlamasıdır. Oysaki çocuğuna yeni kazanımlar sağlamak isterken çocuğunu yoğun stresle mücadele etmek zorunda bırakmaktadırlar. Her sağlıksız iletişimin altında empati yapamamak gelmektedir. Bu durum, ikili ilikşilerde de anne-baba-çocuk ilişkisinde de tam olarak bu şekildedir.
Sosyal medya ve internet kullanımı ile hayatımıza giren bu kelime, çocuklarımızla olan sağlıksız ilişkimizin de adlandırılmasını sağlamış. Bir toplumun devamı sayılan çocuklarımızla yaşadığımız her ilişki ve davranış, ileri kuşakların yapısını oluşturacaktır. Onlara karşı yaklaşımlarımız da ona göre olmalıdır.