R. Bülend KIRMACI'nın 26 Temmuz 2024 tarihli yazısı: Kim Bu Youtuber’lar?

Bir süredir internetten kısa videolar izlemeye merak saldım.

Konudan konuya geçen ve hayatın traji-komik kesitlerini işleyen bu vtr'leri üretenler genellikle "blogger" veya "youtuber" olarak adlandırılıyor.

Tam bir görsel panayır.

Tabii araya kaçacak vahşet veya ahlak dışı görüntülere hayır!

Gelgelelim bu kısa ve akortsuz kayıtlar tıpkı Barok müzik gibi insanın dikkatini dağıtıyor;

Eğer insan maddi ve manevi evrenini çok yoğun yaşamışsa, bazen yeniden toparlayabilmek için dikkatinin ağırlığını nadasa bırakmak istenebiliyor.

Tabii bu kısa vtr'leri izlerken aldığınız eğitim ve öncelikleriniz bir kontrol kalemi olarak sizinle...

Dolayısıyla sizin okumanız ile aynı kısa görüntü ve yorumu başkasının okuması arasında fark olması da gayet doğal.

Ben, değerli okurlarım belki bilirler, iktisadi ve ticari hayata çok önem veririm.

Olay ve olguların hatta siyasetin arka planında bir araştırmacı gibi ekonomik gerçekliği ararım.

İşte bu vtr'leri orada yer alan obje ve sujeleri, konunun geçtiği mekanı ve o evrenin iktisadi mekaniğini olabildikçe zihnimde canlandırmaya çalışırım.

Varırsam belli bir yargıya ancak öyle varır; alırsam bir öğüdü ancak bu yolla kabul ederim.

Konumuza dönelim...

Son zamanlarda ABD, İngiltere, Almanya kökenli kimi "youtuber"lar Bangladeş, Endonezya, Malezya, Pakistan, Hindistan gibi ülkelerin kent ve kırsalında çeşitli görüntü paketlerini İnternete servis ediyorlar...

Buraya kadar tamam.

Fakat o kısa kayıtların çoğunda gittikleri bu "gelişmekte olan beldelerin" alt yapı yetersizliklerinin yanı sıra;

Evet, şimdi sıkı durun:

O "geldikleri ülkelerin" pek de hijyenik olmayan sokak lezzetlerini "yum yum, himmm harika" diyerek gözler önüne seriyor, adeta izleyici ile dalga geçiyorlar.

Fakat bu durum onlar kadar, geçmişte köklü uygarlıkların bir parçası olup bugün temizliğe yeterince önem vermeyen ülke yönetimlerinin de ayıbı..

Kameralara ballandıra yağlaya yansıttıkları bir başka görüntü modeli ise; gittikleri bu ülkelerdeki; açık fuhuş pazarları...

Belki "hap müdavimi" kendi ülkelerinin izleyicisine belki de gevşek ruhlu dünyanın her yerinden izleyene bu kayıtlar cazip de gelebilir, ancak bu noktada, insan onuru ciddi anlamda kırılmış oluyor.

Evet, berbat sokak lezzetleri ile sokağa düşmüş kadın bedenleri ile verilecek bir mesaj varsa; buna bir katkı da ben yapayım:

Bugün dünyanın içinde bulunduğu korkunç eşitsizliklerden hepimiz sorumluyuz.

Gelişmiş olan da gelişmekte olan da bir paranın ili yüzü gibi, insanı insanlıktan çıkaran bu dünya düzeninden aşama kademe sorumludur.

Her yerde benzer işleyiş belli ölçüde geçerlidir.

Gelelim iktisadi şapkamla değerlendirmeme:

Bu vtr'lerin hepsinde bir dolar veya bir avronun ilgili "yoksul" toplumda çuval dolusu paraya denk geldiği ve youtuber'ların bunu sırıtarak paylaştığını giriyorum.

Beni çileden çıkaran durum ve olgu da budur!

O nedenle milli para biriminin arkasına sanayileşmeyi, teknolojiyi, katma değeri ve eğitimi koyamayan,

Varlıklarını emperyal şirketlere satan ve madenlerini kiralayan ve gençleri için yeterli istihdam sağlamayan yönetimleri esefle anıyorum.

Gelecekte bizim de böyle bir avuç baldırıçıplak youtuber'a deyim yerindeyse alay konusu olmamamız için iktisadi aklın gerçeğiyle ve eğitimin ışığıyla hayatımızı tanzim etmemiz gerekiyor.

İşte benim çıkardığım sonuç budur, değerli okurlarım.