Yağmur TEMİZ'in 11 Haziran 2023 tarihli yazısı
Küçük şehirde doğmak, büyümek, yaşamak çok farklı.
Ben küçük bir şehir olan Şehzadeler Şehri Amasya’da doğdum.
Bu yazımda küçük şehirde ve büyükşehirde yaşamanın olumlu ve olumsuz yönlerine değineceğim.
Amasya şuan 338 bin 267 nüfuslu bir şehir. Üniversite hayatıma kadar Amasya’da yaşadım. Üniversite okumak için Ankara’ya geldim. Ankara’da yaşamak açıkçası bana başta çok zor geldi.
Küçük şehirdeki samimiyeti büyük şehirde aradım ve bulamadım. Büyükşehirde yaşayan insanlar ve küçük şehirde yaşayan insanlar arasında bence her anlamda farklılıklar var.
En basitinden gözlemlerime göre Ankara’da Amasya’daki gibi komşuluk ilişkilerini göremedim. İnsanlar kendi halinde. Elbette bir durum olunca yardıma koşacak insan sayısı oldukça fazla ama bilmiyorum…
Küçük şehirde çarşıya çıkmak istersen yürüyerek bile çok rahat gidebilirsin. Büyükşehirde ise ulaşım gerçekten zor. Çıkıp yürümeyi denesem gideceğim yere göre değişir tabii ama hadi genelleme yapayım, 10 saatte varırım galiba(!) Koşarsam belki 5 saat…
Küçük şehirde yaşayan insanlar bence çevreye, insanlara, hayvanlara karşı daha duyarlı. Esnaflar her yerde, her şeye hâkim, yardımlaşma üst düzey. Her yerde var bu ama küçük şehirde buna daha fazla tanık oldum o yüzden diyorum böyle.
Küçük şehirdeyseniz herkes birbirini tanıyor. Bu durum çoğu zaman güzel bir his ama bunaltıcı da olabiliyor bence.
Nasıl mı? Kulaklık takıp evden çıksan şöyle bir yürüyüp hava almak istesen, kendinle kalman çok zor. Ya arkadaşını ya öğretmenini ya komşunu birini yüzde yüz görürsün. O müzik dinlenemez yani… Ha Ankara’da ise yolda yürüsen kimseyi tanımazsın. En azından benim öyle.
Amasya’da tek başına herhangi bir kafeye oturdun. İmkânı yok tek kalmanın. Mutlaka o kafede tanıdığın en az 1 arkadaşın vardır. Bu aslında güzel bir şey. Yalnız kalmayı seven biri olmadığım için bu duyguya zaman zaman hasret kalıyorum.
Ankara’da doğup büyüyen insanlar belki de benim gibi düşünmezler. Küçük şehirden büyükşehre gelenler bana hak verir belkide…