Mehmet KÜÇÜKEKEN'in 10 Haziran 2023 tarihli yazısı

Algı, çevremizi anlamlandırmak için duyularımız aracılığıyla bilgi alma ve bunları yorumlama sürecidir. Dünyayı bu şekilde anlamlandırır ve onunla bu şekilde etkileşim kurarız. Ancak algımız, çevremizi ve çevremizdeki insanları nasıl yorumladığımızı etkileyebilecek çeşitli faktörler tarafından da şekillendirilir.

İnsanların, bilgi toplama süreçlerinde algıda seçicilik yapmaları, yani diğer bir deyişle sadece kendi düşüncelerini doğrulayacak bilgileri seçmeleri, psikoloji ve sosyoloji alanlarında uzun yıllardır araştırılan bir konudur.

Algıda seçicilik kuramı nedir?

Gestalt kuramıdır. Kurama göre insan zihni şekil ve zemin arasında bir ayrım yapmakta ve bu durum algıda seçiciliğe yol açmaktadır. Kişinin dikkatini yoğunlaştığı kısım ŞEKİL, diğer yüzeyler ise ZEMİN olmaktadır.

Şekil dikkatin üzerinde yoğunlaştığı şeydir fakat zemin şeklin gerisinde kalan dikkat edilmeyen kısımdır. Sonuç itibariyle şekil ve zemin sürekli değiştiğinden dolayı mutlak bir kavram olarak tanımlanmamaktadır.

Algıda seçicilik kaça ayrılır?

Algıda seçicilik, Posner ve La Berge modeli olmak üzere iki modelle açıklanmaktadır.  İki modelde de süreç dikkat, hazırlık ve sürdürme olarak üç parça şeklinde işlenir. Algıda seçicilik, uyaranın doğası ve içsel unsurlar olmak üzere iki etki çerçevesinde belirlenir.

Posner modeli: Bu model mesajın algılanmasını üç aşamaya ayırır; dikkatteki değişiklikler, katılım ve dikkatin dağılması. Mesajın dikkatimizi çektiği anlamına gelir ve yeni bilgiyi algımızla birlikte işlemeye başlarız ve ardından dikkatimizi diğer uyaranlara yönlendiririz.

La Berge modeli: Bu model Posner modelini tamamlayıcı niteliktedir ve ayrıca üç aşaması vardır; seçim, hazırlık ve bakım. Son aşama, mesajı algılamak için harcadığımız zamandır.

Her iki modelde de zihniniz bir süreç tanımlar ve tek bir eylem üzerinde değil, süreç üzerinde seçici bir algı gerçekleştirir.

Bu konuda yapılan araştırmalar, genellikle insanların başlangıçta sahip oldukları fikirlerle uyumlu bilgileri seçme, karşıt bilgileri ise reddetme eğiliminde olduklarını göstermektedir. Bu durum, insanların kendi inanç sistemlerini koruma ve savunma eğiliminde olduklarını göstermektedir.

Örneğin, 1979 yılında yapılan bir araştırmada, diğer mezheplere mensup hocaları eleştiren İran Şii ulemasının, eleştirilerinin dayandığı delillerin yalnızca kendi mezheplerine mensup kaynaklardan alındığı ortaya konmuştur. Benzer şekilde, ABD'deki bir araştırmada da, Demokrat ve Cumhuriyetçi seçmenlerin, kendi parti ideolojileri ile uyumlu bilgileri seçme eğiliminde oldukları ve diğer partiye ait bilgileri reddettikleri görülmüştür.

Algıda seçicilik, insanların görüşlerini korumalarını sağlamasına rağmen, aynı zamanda doğru bilgiye ulaşmalarını engelleyebilir. Bu nedenle, medya, siyasi liderler ve diğer toplumsal etmenlerin, insanların bilgiyi objektif şekilde işlemelerine yardımcı olan yöntem ve araçlar sunmaları gerekmektedir.

Algıyı etkileyen etmenler nelerdir?

İç Etmenler

  • Kişi duyguların etkisiyle bu yöne doğru yönelir,
  • İhtiyaçların olması,
  • Zihin davranışları
  • Önyargıların olması,
  • Kaygı, korku ve öfke durumları,
  • Hipnoz ve telkin sırasında,
  • Geçmişte yaşananlar,
  • Toplumdaki kültür farklılıkları,

Dış etmenler

  • Toplumsal ve fiziksel kaynaklı,
  • Algılayan ve algılayanın bulunduğu ortam,
  • Ani değişimler,
  • Çevrede olan tuhaflıklar,
  • Durağan haldeyken hareket haline geçenler,
  • Çevreyle zıt olan şeyler,
  • Uyarıcıların büyüklüğü ve şekli.

Kişi ihtiyaçlarına ve dış uyaranlara göre konumlanarak algıda seçime doğru ilerleyebilmektedir. Örneğin, günlük yaşamda kırmızı arabalara dikkat etmeyen birisinin kırmızı araba aldıktan sonra hep kırmızı arabalara dikkat etmesi bu kapsamda ele alınabilmektedir.

Ders çalışmaktan sıkılan bir öğrencinin dikkati ise bazen dış uyarıcılara dışarıdan gelen simitçinin sesi, mutfaktan gelen yemek kokusu gibi, bazen de iç uyarıcılara midesinden gelen açlık gurultusu, oturduğu sandalyenin sertliğinin verdiği rahatsızlık gibi yönelir.

Kişi ihtiyaçlarına ya da dış uyarıcılara göre algıda seçim yoluna gidebilir. Örnek vermek gerekirse bir kişinin gündelik hayatta defalarca karşısına çıkan engelli insanları farketmeyip ancak engelli olduktan sonra engelli insanların varlıklarının farkına varması.

Veya bir insanın dikkatini mesleğiyle ilgili haberlere yöneltmesi gibi. Bir astsubayın basın ve medyada ‘’TAZMİNAT’’ kelimesini duyduğunda habere olan ilgisi ve haberi sosyal medya platformlarında diğer meslektaşları ile öncelikli olarak paylaşması.

Algıda seçicilik bir hastalık mıdır?

Algıda seçicilik, seçici dikkat veya seçici maruz kalma, kişinin görmek istediklerini görüp, duymak istediklerini duyup, diğer örnekleri veya uyaranları görmezden gelmesine dayalı bir bilişsel çarpıtmadır. Kimine göre farkındalık, kimine göre tercih, kimine göre doğru, kimine göre hastalık, kimine göre normal, kimine göre… diye liste uzayıp gidiyor.

Sizce algıda seçicilik nedir? Sizde de var mı?

Sonuç olarak, algıda seçicilik insanların bilgi toplama süreçlerinde doğal bir eğilimdir ve bireylerin kendi görüşlerini korumalarını sağlar. Ancak, bu durum aynı zamanda insanların doğru bilgiye ulaşmalarını engelleyebilir. Bu nedenle, insanların doğru bilgiye ulaşmalarına yardımcı olmak için, medya ve diğer toplumsal etmenlerin, insanların objektif bilgi işleme becerilerini geliştirebilecek araç ve yöntemleri sunmaları gerekmektedir.