Kadriye CİRİTCİ'nin 12 Mart 2024 tarihli yazısı: Marteniçka

Baba Marta - Marta Nine günleri başladı. Eski bir Bulgar geleneği olarak bilinse de Marteniçka, tüm Balkan coğrafyasında bilinen hatta Türkiye'de de Balkan göçmenleri tarafından her sene kutlanan bir bahar ritüelidir. Bu bayram Bulgarcada "Çestita Baba Marta" şeklinde kutlanır. Baba Marta - Marta Nine, günümüze kadar korunmuş en saygın geleneklerden biridir.

Marteniçka takıları; meyve ağaçlarına, evlere, ev hayvanlarına da takılabiliyor. Bu şekilde yeni başlayan tarım yılının da bereketli ve verimli olması için dilekler tutuluyor. Marteniçka, 1 Mart'ta başlanarak ay sonuna dek takılan, beyaz ve kırmızı yün ipten yapılan bileklik ve yaka süsleridir. Geleneğe göre Bulgarlar birbirlerine "martenitsa" adı verilen kırmızı-beyaz renkli yün bileklik ya da yaka süsü hediye ediyor. Doğa takvimine göre Şubat ayının sonunda leyleklerin göç için yola çıktığı biliniyor. Leyleklerin göç için yola çıkması, aynı zamanda baharın gelişinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor. 1 Mart itibarıyla kırmızı-beyaz iplerle hazırlanmış bu bileklikler ve süsler; iyilik, sağlık, bereket dilekleriyle bileklere bağlanıyor ve Mart ayı boyunca bileklerde kalıyor. Marteniçka ile ilgili çeşitli efsaneler anlatılır. Martenitsalarda kullanılan beyaz rengin uzun ömrü, kırmızı rengin ise sağlık ve gücü temsil etiği bilinir.

Geleneğe göre marteniçkaların satın alınmaması, ya hediye edilmesi ya da örülmesi gerekiyor. Balkan coğrafyasında 1 Mart'ta herkes birbirine marteniçka hediye ediyor. Marteniçka bileklik, dilek tutulmadan takılmıyor. Marteniçka takarken sağlık, şans, bolluk, bereket gibi iyi dileklerde bulunmanız tavsiye ediliyor. Marteniçka takan kişi, eğer leylek veya kırlangıç görürse bilekliği çıkartıyor ve çiçek açan herhangi bir bitki ya da ağaç dalına asıyor. Eğer ay sonuna kadar leylek görülmezse 31 Mart'ta bileklik çıkartılıyor, bir dahaki seneye kadar saklanıyor.

Benim kolumda da Mart ayı başından bu yana hediye olarak gelen marteniçkam var. Dileğim gerçekleşecek mi diye bekliyorum bakalım. Marteniçka işi bana biraz da Hıdırellez’de yaptıklarımızı hatırlatıyor. “Umut, fakirin ekmeği” derler ya, yine de umutlarımızı yitirmeden dileklerimizin gerçekleşmesini umalım, bekleyelim görelim.

Bol şanslar… Sevgiyle ve sağlıkla kalın efendim.