Tuğba EROĞLU'nun 2 Eylül 2023 tarihli yazısı: Nedir Bu Etik?
Etik sözcüğü son on-on beş yılda moda oldu. 1970’li yıllarda, etikle uğraşmak modası geçmiş bir iş sayılırdı. Oysa birbirimizle ilişkilerimizde her yapıp ettiğimizde her kararımız da etik değerler etik, ahlak üzerine düşünmeyle ilgili bir davranış bilimi olarak tanımlanabilir. Etik, toplumsal bir bağlamda davranışı düzenleyen ve neyin uygun ya da uygunsuz, doğru ya da yanlış olduğu perspektifinden hareketle bir değerler, ilkeler ve kurallar bütünü olarak karşımıza çıkar. Bu anlamda şu soru üzerine düşünmek gerekir. Belirli bir durumda en sorumlu eylemler hangileridir?
Etik düşüncenin amacı, tercihen ortak ahlaki başlangıç noktalarından hareketle, ahlaki ilkeler üzerinde en yüksek oydaşmayı sağlamaktır. Sonuçta makul insanlar arasındaki bir diyalog yani akılcı savlara dayanan çeşitlilik içeren bir toplumda kabul görecek ve etkili olacak ahlaki kuralları bulma amacını taşımalıdır. Birbiriyle uyuşmaz fikirler, farklı görüşler ve kanaatler olsa da, akılcı savları temel alarak sınırlar çizmek çok önemlidir.
Ahlaki kurallar, eylem başlamadan önce referans noktası olarak ve eylemden sonra değerlendirme standartları olarak işlev görürler. Görüş farklılıklarıyla en sık ahlaki kurallar düzeyinde karşılaşılır. Hollanda'da gazetecinin halka saygı duyması, tartışılmadan kabul edilen bir şeydir, aynı şekilde bu ülkede gazeteciler, sanıkların mahremiyetine onların gerçek kimliklerini koruyarak saygı duymayı da ilke olarak kabul ederler. Bu tartışma genellikle bu tür bir gizliliğin herhangi bir durumda nasıl sağlanacağı ya da sağlanmasının gerekip gerekmediği sorusuyla başlar.
Dünyada ve ülkemizde siyasi otorite, basına bazı olanak ve ayrıcalıklar tanıdığı gibi ağır veya hafif cezai yaptırımlar da koyabilmektedir. Gazeteciler, öz denetim sistemlerini kurarak devletin basına karışmasını önlemeyi, meslek ahlakını korumayı ve basına saygınlık kazandırmayı amaçlamışlardır. Dünyada ilk "Basın Ahlak Yasası" Birinci Pan Amerikan Basın Konferansında kabul edilmiştir. Gerek bu konferansta kabul edilen gerekse UNESCO tarafından ortaya konan ilkeler birbiriyle benzerlik taşır. Bu kurallardan dürüstlük, objektiflik, haberlerin doğruluğunu araştırmak, olayları kışkırtmamak, olayları gizlememek, düşünce özgürlüğünü savunmak, savaş çığırtkanlığı yapmamak, uydurma ve abartılmış haber yayınlamamak, kişinin özel hayatına saygı göstermek, özel yararlar sağlamamaktır. Özgürlük ve sorumluluk, kamu yararının gözetilmesi, basının tarafsızlığı, basının kişilik haklarına ve özel yaşama saygısı, basının dürüstlüğü meslek etiğinin temel hususlardır.
Basında haberci olarak çalışanların mesleki etkinliklerindeki ilkeler ve kurallar olarak tanımlanabilir. Basında ahlak konusu, 20. yüzyılın başlarında ve çağdaş kitle iletişim araçlarının geliştirildiği batılı ülkelerde gündeme gelmiştir. Pek çok ülkede, basının kendini denetlemesi yolunda atılan adımlar genellikle "Basın Ahlakı" çerçevesinde ele alınmaktadır. Öz denetim bir yandan özgürlük diğer yandan ise ahlak çerçevesinde değerlendirilmek istenmektedir. Aslında meslek ahlakı konusu ve sorunu, ilk çağlardan günümüze kadar hemen hemen her toplumda görülen bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Demokrasilerde, kamuoyunu yönlendiren ve toplumu bilgilendirme görevi olan medya, bu görevini yaparken her şeyden önce toplumun güvenine sahip olmalıdır. Medyanın sahip olduğu gücün, demokrasi, hukuk devleti, kişi hak ve hürriyetleri ve toplum yararına kullanılması gerekir. Bu gücün kötüye kullanılmasının önüne geçilmelidir. Bu nedenle basın, kendi içinde çeşitli mesleki ilkeler oluşturarak mensuplarının bu ilkelere uymasını sağlamaya çalışmıştır. Meslek ilkelerinin geçerli ve etkili olabilmesi için öncelikle basın mensuplarının maddi çıkarlara alet olmamaları gerekmektedir. Ahlak yasaları, onur yasaları, basın yasaları, gazetecinin haklarına ve yükümlülüklerine ilişkin bildirgeler, gazetecilik kuralları gibi farklı isimler altında birçok ülkede mevcuttur. Söz konusu ahlak yasalarının bazıları, İtalya gibi ülkelerde kamu makamlarınca düzenlenmektedir fakat ülkelerin birçoğunda ahlaki kurallar bizzat basın tarafından tanımlanmaktadır.
Ahlak kurallarının yaptırım gücünün fazla olmaması uygulanmadıkları anlamına gelmez. Özellikle Batı'da, meslek örgütlerinin herhangi bir yaptırma başvurmamasına rağmen kendi ahlak kurallarını saptamış gazetelerin bu kurallara uymayan muhabirlerini işten çıkarmakta tereddüt etmedikleri gözlenmektedir. Ahlak kuralları ile ilgili başka bir nokta ise bu kuralların sadece muhabirler değil, köşe yazan, yazı işleri sorumluları ve işvereni de bağlamasının gerekliliğidir.
Medyada çalışan insanlar, özellikle gazeteciler ve program yapımcıları gündelik işlerinde çoğunlukla ahlaki ikilemlerle karşılaşırlar. Bu ikilemler genellikle gazetecinin kendisine her şeyin yapılıp yapılmaması gerektiğini sormak zorunda olduğu durumlarla ilgili olarak karşısına çıkar. Bu uygulamalı etik alanı, kitle iletişim araçlarının işleyişi, daha özelde ise kitle iletişim araçları yoluyla yayılan enformasyonla ilgili olarak ortaya çıkan sorunlu durumlar hakkında sistematiği bir düşünme biçimi önerir.
"Medya Etiği" her şeyden önce gazetecilerin, iletişim profesyonellerinin, reklam müdürlerinin vb. profesyonel etik kurallarını içerir. İşleri ve niyetleri ne kadar farklı ve çeşitli olursa olsun, gazeteciler, radyo ve televizyon yapımcıları, reklam müdürleri ve iletişim uzmanlarının en azından bir ortak noktası vardır her gün medya yoluyla geniş bir topluluğa iletilerini yayarlar. Ancak medyayla ilgili ahlaki sorunlar yalnızca medya çalışanlarına özgü değildir, aynı zamanda demokratik bir toplumdaki bütün vatandaşları ilgilendirir. Etik sorunlar da yalnızca kaynağın perspektifinden ortaya çıkmazlar, aynı zamanda alıcının yani medya tüketicisinin perspektifi de söz konusudur. Bunun ötesinde göz önüne alınması gereken, medyanın yapısıyla ilgili makro-etik sorunlardan da bahsetmek gerekir, örneğin demokratik bir toplumda medyada çoğulculuğun normatif yönleri gibi. Asıl vurgu her zaman göndericiye yapılsa da, kapsayıcı bir medya etiği hem gönderene, hem de alıcının görev ve sorumlulukları ile medya yapısı ve sistemlerinin etikle ilgili yönlerine duyarlı olmalıdır.