Burak BALCI'nın 24 Mart 2023 tarihli yazısı: Sessiz katil aramızda!

Havada asılı duran, görmediğimiz, hissetmediğimiz ancak yaşamımızı içten içe kemiren zararlı gazlar, yılda 8 milyon insanın erken ölümüne neden oluyor.

Önlem alınmazsa bu sayı daha da artacak.

Saç telinden 30 kat ince olan bu zehirli gazlar, sessiz katil gibi her an yanımızda.

Genellikle ısınma, enerjide tüketilen fosil yakıtlar ve trafik gibi insan faaliyetlerinden kaynaklı olarak ortaya çıkan bu gazlar, her an ömrümüzden çalmaya devam ediyor.

Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre, zararlı gazların ve kirli havanın neden olduğu ölümler, trafik kazalarından daha fazla.

Birçok uzmana göre ise artan sıcaklık, sanayileşme ve etkilerini somut bir şekilde hissettiğimiz kuraklık, hayatımızı etkileyecek kritik seviyeyi çoktan aştı.

Ancak hâlâ bir şansımız var.

Paris Anlaşması’nda sunulan ‘iklim değişikliğinin oluşturduğu zararlı etkilerin giderilmesine’ yönelik şartların yerine getirilmesi, insanlık için yeni bir umuda kapı aralayabilir.

Dünya Sağlık Örgütü, Paris Anlaşması hükümlerinin yerine getirilmesi hâlinde 2050 yılına kadar yaklaşık bir milyon insanın erken ölümünün önüne geçileceğini savunuyor.

Bu, aynı zamanda dünya ekonomisinde 54.1 trilyon dolar maliyeti önleyebilir.

Yapılan araştırmalar, solunan havanın kalitesinin artmasının sağlık durumunu iyileştirdiğini ortaya koyuyor.

Havadaki kirlilik oranın artması ise özellikle akciğer hastalıkları nedeniyle yaşanan ölümlerin artmasına neden oluyor.

Ayrıca anne karnındaki çocuklar da hava kirliliğinden önemli ölçüde etkileniyor.

Çin’de yapılan pek çok araştırma, annenin gebelik sürecinde fosil yakıtlardan kaynaklanan hava kirliliğine maruz kalmasının, bebekler üzerinde zekâ gerililiğine neden olduğunu ortaya koyuyor.

İnsan, açlığa 6 hafta, susuzluğa 6 gün dayanabilirken; havasız ancak 6 dakika yaşayabiliyor.

Bu nedenle soluduğumuz havanın kalitesi çok ama çok önemli.

Peki, hava kirliği bakımından ilk sırada hangi ülkeler var ve Türkiye, hava kirliliği konusunda dünyada kaçıncı sırada?

Hava kirliliğinin en fazla olduğu ülkelerin başında öncelikli olarak gelişmiş ülkeler geliyor.

Örneğin dünyanın çok önemli markalarının üretim üssü olan Çin ve Hindistan, dünyada hava kirliğinde ilk iki sırayı paylaşıyor.

Dünya Sağlık Örgütünün raporuna göre, Çin'de havanın en kirli olduğu günlerde kirliliğin insan sağlığı üzerindeki zararlı etkisi yaklaşık 3 paket sigaraya bedel!

Yani Çin’in Shenyang şehrinde yaşıyorsanız hiç sigara içmeseniz dahi günlük 63 sigara içmiş biri kadar zarar görüyorsunuz demektir.

Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi’de yaşıyorsanız kendinizi Çin’de yaşayan birine göre daha şanlı sayabilirsiniz. Ancak yine de 44 sigara içmiş kadar zehir soluyorsunuz!

Türkiye'nin şehirleri hava kirliliği bakımından ne durumda?

Rapora göre havası en kötü üç il; Batman, Hakkâri ve Gaziantep. Bu kentlerde yaşayanlar günde 3 sigaradan fazla içmiş gibi oluyor.

Türkiye’de 3 büyük şehre bakıldığında ise hava kirliliğinde birinci sırada Ankara geliyor. Ankaralılar sigara içmese de günde 2 buçuk sigara içmiş kadar etkiye maruz kalıyor.

İstanbul ve İzmir’de yaşayanlar ise günde ortalama 1,5 sigara içmiş gibi oluyor. Bu iki şehrimiz, elde ettiği bu sonuçla Avrupa ortalamasını yakalıyor. Amerika'da ise bu değer yarım sigara.

Hava kirliliği, bugün dünyadaki en büyük çevre felaketi olarak kabul ediliyor.

Dünya sigara haritasını ortaya çıkartan raporda, hava kirliliğinin en zararlı olanı PM 2.5 olarak adlandırılan parçacıklardan 2.5 mikron veya daha küçük olanlarını solumak akciğerlerimizi direkt etkiliyor, astım veya kansere neden oluyor. Bu durum vücudumuzda sigarayla eş değer zarara yol açıyor.

Berkeley Earth'ün yaptığı araştırmaya göre ise dünyada her yıl hava kirliliği nedeniyle ölenlerin sayısı aids, sıtma, tüberküloz ve diyabetten ölenlerden daha fazla!