R. Bülend KIRMACI'nın 4 Eylül 2024 tarihli yazısı: Siyasetçinin Kan Grubu
Aziz Nesin bir öyküsünde, "hayatın zorlukları karşısında ezilen yurttaşa, 'kolayı var, bir siyasetçi bul kanından kanına aktar; hiç bir tasan kalmaz" dedirtir.
Bugünün seçim sisteminde, vatandaşlar çoklukla "vekillerini" tanımıyorlar bile...
Liste, merkezefendiden geliyor, sandık demokrasisince de oylama yapılıyor...
Dahası siyaset neredeyse kendisi için bir sınıf oluşturmuş!
Geliri ve geçimi ve de çifte kaymak emekliliği ile halktan ve halkın gerçeklerinden kopmuş durumda...
Doğal olarak, iş, laf cambazlığına kalıyor; kavga kaşağısı gibi; Hacivat - Karagöz gibi, atışıp tutuşuyorlar.
Sonra "kokteyllerde" buluşuyorlar.
Tabii "gam, kasvet, keder" olmaz böylelerinde; o tür şeyler, seçmene ait!
Bu kıvamda siyaset, halkın sorunlarını taşımak bir yana, konfor alanında kalıp, halka kendini taşıtan siyasettir.
Öte yandan, siyaset meslek değildir.
Belli bir dönem mesleğinde ileri gidenlerin yaptığı kamu görevidir.
Yok değilse ne olur; baştan aşağı, merkezden yerele kayırma ve yolsuzluk alır başını gider...
Evet, Türkiye, bu köhne, külüstür, kolpacı, kalpazan siyaset anlayışlarından dolayı; kan kaybetmektedir.
Bu anlayışın temsilcileri hangi görüşten olurlarsa olsunlar sanırım farklı bir kan grubuna sahiptirler.
Türkiye gün yitirmeden, siyasi partiler yasası ve seçim sistemini çağdaş hale getirmelidir.
Aradığımız kan budur: Çözüm, idealist gençlerin ellerinde ve yüreklerindedir.