Burak BALCI'nın 24 Şubat 2023 tarihli yazısı: Soğuk Savaş’ın Kalbinde Bir Türk Casusu!
Hüseyin Yıldırım…
Bu ismi ilk kez duyuyor olabilirsiniz ancak Hüseyin Yıldırım, dünya çapında ün yapmış bir Soğuk Savaş casusu…
1928 yılında Kırşehir’de doğan Hüseyin Yıldırım’ın oto tamirciliğinden casusluğa uzanan hikâyesini okuduğunuzda biraz şaşırabilirsiniz.
Hayatı, Almanya ve ABD’de kitaplara, belgesellere ve filmlere konu olmuş.
Bir röportajında İngilizlerin efsane ajanı James Bond için “Bond, bir kurgu. Benim hayatım ise gerçek” ifadelerini kullanıyor.
Yıldırım, 1940’lı yıllarda Merzifon’da askeri okulda eğitim görmüş, askerliğini zırhlı birliklerde ve Rusya sınırında yapmış.
Burada haber alma subayı olarak görev yapan Yıldırım, teknik konulardaki bilgisi, zekâsı ve pratikliğiyle üslerinin dikkatini çekmiş.
Bu özellikleri nedeniyle askeri istihbarat için açılan kurslara çağrılmış ve eğitim almış.
Ancak askerliği bitince istihbarat işlerini bırakarak İstanbul’da oto tamirciliğine başlamış.
Bir süre kendi işiyle uğraşan Yıldırım, daha sonra işleri bozulunca 1960’lı yıllarda ailesiyle birlikte Almanya’nın yolunu tutuyor.
Almanya’da oto tamir işlerine devam eden Yıldırım, burada Bosch, Mercedes gibi dünya markası firmalarda ustabaşı olarak çalışıp, daha sonra ticarete atılmış.
O yıllarda Yıldırım’ın en büyük ve tek hayali daha fazla para kazanmak…
Ticarette işleri fena gitmeyen Yıldırım’ın hayatını, Doğu Berlin’de tanıştığı bir Stasi ajanı baştan aşağı değiştiriyor.
Doğu Alman İstihbarat Teşkilatı Stasi tarafından eğitilen Yıldırım, Amerikan askeri istihbaratında askeri araç tamircisi olarak işe başlamış.
Yıldırım’ı eğiten kişi Stasi’nin efsane ismi Markus Wolf.
Bir rivayete göre o yıllarda KGB (Rus dış istihbarat servisi) adına çalışan ve binbaşı rütbesinde olan Vladimir Putin, istihbarat dünyasının duayeni olarak bilinen Wolf’a büyük saygı duyuyor.
Tabii şu önemli detayı belirtmekte de fayda var; Stasi’nin casusluk teklif ettiği Yıldırım, Türkiye adına hiçbir faaliyette bulunmayacağını bu işe girerken en başta şart koşuyor.
Yıldırım ayrıca “bu işi komünizm için de yapmam” diye ekliyor.
Şartlarda anlaşılınca iş de başlıyor.
Wolf’un eğittiği ekipler, titiz çalışmaları sayesinde ABD’nin kalbine kadar girmeyi başarmış ve çok önemli bilgiler elde etmiş.
8 yıl boyunca Amerikalılardan sızdırdığı her belgenin fotokopisini çeken Yıldırım, belgeleri Stasi ve KGB’ye göndermiş.
Genç yaşlarından itibaren pratik zekâsıyla tanınan Yıldırım, pek tabii işlerin bir gün sarpa saracağını da hesap ediyor.
Bu nedenle de istihbarat servislerine verdiği belgelerden bir adet daha fazla fotokopi çekerek kendine saklamayı da ihmal etmiyor.
Bu belgelerin günü geldiğinde kendisinin hayat sigortası olacağını biliyor ve belgeleri Berlin’de bilinmeyen bir yere gömüyor.
Nitekim haklı da çıkıyor!
FBI tarafından 1989 yılında yakalanan Yıldırım, Amerikan devletine casusluk faaliyetleri nedeniyle 2,5 milyar dolar zarar verdiği gerekçesiyle idamla yargılanıyor.
Tabii Berlin’de toprağa gömdüğü belgeler, Yıldırım’ın idamdan kurtulmasını sağlıyor.
ABD’de 15 yıl hapis yatan Yıldırım, 2003 yılında Türkiye’ye gönderilerek bir gün de Metris cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakılıyor.
Bir enteresan iddia da odur ki o senelerde Yıldırım’ın hapisten kurtarılması için devreye girenler arasında Markus Wolf, Vladimir Putin ve Fidel Castro da var!