Elif Aybike DEMİR'in 9 Mayıs 2023 tarihli yazısı: Sporda Türk Kulüplerine Karşı Tutum
Aranızda sporseverler varsa zannediyorum yıllardır ay-yıldızlı armanın olduğu her formayla çıkılan hemen hemen bütün takım sporlarında gözle görülür şekilde hakem yanlılığının (bunun lehimize olmadığını söylememe gerek yoktur) söz konusu olduğu konusunda benimle hemfikirlerdir.
Başlıkta en genel hâliyle "spor" kelimesini kullandım fakat bu yazıda, en düzenli şekilde takip ettiğim dallardan biri olan basketbol branşında neler yaşandığından birkaç örnek vereceğim.
İzleyenler hatırlayacaklardır. 2022 Avrupa Şampiyonası'nda (EuroBasket 2022) 4 Eylül tarihinde A milli takımımızın Gürcistan'a karşı parkeye çıktığı maçta Furkan Korkmaz ve Gürcü sporculardan biri arasında oluşan gerginlikten sonra ortalık durulmamış, durum ne yazık ki soyunma odası koridoruna yansımıştı. Gürcü sporcular, Furkan Korkmaz ve diğer oyuncularımıza saldırmış, görevli polisler de olayı yatıştırmak yerine milli oyuncularımıza sert fiziksel müdahalelerde bulunmuşlardı. Bunun üzerine eski milli takım oyuncularından olan TBF Genel Koordinatörü Ömer Onan, "Buradan FIBA'ya sesleniyoruz. Kimseyi aptal zannetmesinler. O koridordaki bütün kameraları dakika dakika, bir saniyesi eksik olmadan önümüze getirecekler. Getirmezlerse, biz turnuvayı terk ederiz" açıklamasında bulunmuştu.
Bir başka örnek de Euroleague Kadınlar 2022-23 sezonunun dörtlü finallerinden. Ligin ikinci yarı final müsabakası olan Çukurova Basketbol ve Prag USK maçı için Çekya'ya giden kulübümüz, karşılaşmayı galip tamamlayarak finale yükselen taraf oldu. Bunun üzerine Türk bayrağı açarak galibiyeti kutlamak isteyen sporcularımız, hiç beklemedikleri bir tavırla karşı karşıya kaldı. FIBA görevlileri gelip, hiç de nazik olmayan bir biçimde bayrağımızı oyuncularımızın elinden alarak saha içinde açılmasına engel oldu.
Son olarak bahsetmek istediğim olay ise EuroCup 2022-23 finalisti olan başkentli takım Türk Telekom'un başantrenörü olan Erdem Can ve kulüp sporcularının final maçı günü karşılaşma öncesinde ve karşılaşma sırasında yaşadıkları. 3 Mayıs'taki finalde kupayı kaldırma hedefi ile İspanya'ya giden Türk Telekom’un, antrenmana gitmek için kullandığı otobüsün şoförünün dengesiz davranışlarından (yolu yarım saat kadar uzatmak, defalarca ikaz edilmesine rağmen "İstediğimi dinlerim" diyerek müziğin sesini kısmamak) sonra Başantrenör Erdem Can kendisi müdahale etmek istediğinde, şoför bilinçli bir ani frenle Can'ın başını cama vurmasına ve boynunda oluşan problemden dolayı hastaneye götürülmesine sebep oldu.
Olay üzerine bir haber programına telefonla canlı bağlanan Türk Telekom Genel Menajeri Önder Külçebaş, şu açıklamaları yaptı: "Yolun ne kadar sürdüğünü biliyoruz. Bizi yanlış yoldan götürdüğünü söyledik, "Ben şoförüm" diye bize şehir turu attırmaya başladı. O esnada otobüste müziğin sesi çok yüksekti. Dört-beş defa müziğin sesini kısmasını rica ettik, "Bu benim müziğim, istediğim gibi dinlerim" tarzı cümleler kullandı. En sonunda hocamız dayanamadı, ayağa kalktı. Hoca tam müziği kısacakken şoför bilerek çok sert bir şekilde frene bastı ve hocamız kafasıyla camı patlattı. Gün sonunda bir tane temsilci, bir tane güvenlik görevlisi yanımızda yok."
Konuyla ilgili olarak Türk Telekom Başantrenörü Erdem Can da yaşananların kaza olmadığını, ortada çok organize bir durumun bulunduğunu, sesi kısmak için hamle yaptığında şoförün kendisinin eline vurup frene bastığını ve kafasını cama çarptığını bu yüzden camın patladığını söyleyerek "Bu, hiç yakışık alır bir şey değildi" dedi.
Parkede ise rakip Gran Canaria karşısında 20 sayı geriye düşen Ankaralı kulübün farkı 2’ye düşürdüğü andan sonra ilk kez görev alıyorlarmışçasına oyunu yöneten hakemler, görmeye çok alışık olduğumuz şekilde aleyhimize aldıkları (ya da ev sahibi takım oyuncularının ve taraftarın olur olmaz her pozisyondaki coşkun itirazları ve müdahaleleri sonucu "değiştirdikleri") kararlarla, ortak olduğumuz maçın elimizden kaymasına sebep oldu.
Dilerim ki bu yersiz kin ve nefret "evrensel bütünleştirici" bir olgu olan spor içinde kendine daha fazla yer bulamaz.